Bıraktım ardımda yaşananları
Geride bıraktım tüm zamanları
Af edip gittim ben hep olanları
Kaybettim kendimi beni ararım.
Bir su sızıntısının başında buldum onu.Bir Ardıç kuşu getirmişti buraya.O kadar büyümüş,o kadar serpilmiş ki,her gelişimde yeni süprizler yapıyor bana.Ne güzel yeşilsin sen bozkırın güzel kızı.
Yine seninleyim ardıç ağacı,Bir kuş yuva yapmış dalına,gölgene sığınmışım,bu gün çok duygusalım kusura bakma.İğne yapraklı ardıç ağacım,sürekli yeşil kal bana.
İçime bir nebze bir yangın düştü
Bende bir havalar, aşıkmıyım ne?
Kanım tavan yaptı içim büzüştü
Olmuyor sabahlar aşıkmıyım ne?
Kimseye hiç tepki veremez oldum
Kısa dönem askerdi Mehmet. Bir aylık süre dolmuş, bölük komutanı toplamıştı askerleri, anlatıyordu “Bundan sonra kısa dönem askerlere de silah verilecek, Beni iyi dinleyin diyordu. Gece nöbetindesiniz mesela, Karşınızdan birisi geliyor tanımadığınız. Önce "dur" çekeceksiniz gelen kişiye. Baktınız durmadı. Yat diye bağıracaksınız. Baktınız yatmadı. Havaya ateş edeceksiniz. Hâlâ mı durmuyor zaman gelen kişinin ölmez yerine ateş edeceksiniz"
Komutanı iyice dinledi Mehmet. Serde öğretmenlik vardı. Hiç bir söz atlanmazdı, askerlikte. Tam da öyle yaptı Mehmet. Şans ya o gün akşama nöbet yazmışlardı, mehmede. Hemde gece 3-5 nöbeti vermişlerdi. Mukadderat, bu nasıl bir şeydi.
Olurda bu kadar mı olurdu? Komutanın anlattığı gibi bir adam üzerine geliyordu Mehmet’in. Mehmet, önce dur çekti. Adam üzerine gelmeye devam ediyordu. Yat, diye bağırdı Mehmet. Adam ha bire yürüyordu. Silahını havaya doğrultup başladı ateş etmeye, silah otomatiğe takılmış bir türlü durmuyordu! Adam korkudan yerleri tırmalıyor, korkudan imdaaat! Diye bağırıyordu. Bütün Garnizon alarma geçmiş, herkes teyakkuzdaydı.
Bir cemse asker geldi, kol kanat edip götürdüler adamı. Ortalık yatışmış gibiydi, Mehmet’e kimse Bir şey demedi.
Ertesi gün, kürsüye çıkmış bölük komutanı konuşuyor, Mehmede teşekkür ediyordu. Şöyle noktaladı konuşmasını: Artık dedi kısa dönem askerlerine silah verilmeyecek. Urda biter sizlerin silahlı nöbet tutma işleriniz. Şimdi Mehmet ödüllendirildi miydi? Yoksa bu karar neyin nesiydi? Herkes şaşkına dönmüştü, bayağı üzülmüştü. Sonradan anladılar herkes, gelen kişinin cephanenin yanındaki terzihanenin emektar terzisi olduğunu. Sonradan anladı herkes kısa dönem askerin, ne kadar kurallara uyduğunu. Öyle ya bunlar kısa dönemdi, ne olur ne olmazdı, bakarsın Mehmet gibi bir kısa dönem bu defa affetmez vallahi gelen kim olsa vururdu.
Çarpmayı bilmem,
Toplayamam'da kimseyi.
Bölmeye kıyamam ki...
Bu nasıl aşk matematiği.
Sabah güneş doğar akşam batarya
Geceleri gökten yıldız akarya
Bende sana aktım böyle derinden,
Hiç dönen olmadı aşk seferinden.
İçimde kımıldar bütün hislerim
İçli bir türkü'den ses gelir gibi
Pır pır uçuşuyor şimdi yüreğim
Her dem yeşil mi olur
Hep bahar mı bu bahçe
Kuş sesi cıvıl cıvıl
Aşk Turkuaz bir lale
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!