Ösym Sınavı sabahındayız.Saat.10:10 geçiyor.Öğrencilerin dördü,
Beşi sınava geç kalmış, Okulun kapısından içeriye girmek için ısrar ediyor.Kurallar belli
Ve giremiyorlar tabiki.Şehirin merkezinde oturupta,Sınava geç kalmak acaba hangi üstün sorumluluğun eseri?
"Ankara-Adana istikametine giden Lider Adana Turizmin sayın yolcuları, Şirketiminiz yarım saat yemek ve istirahat molası vermiştir." anonsu ve otobüsün bütün ışıklarının yanmasıyla uyandı genç adam.
Önce gözlerini ovaladı, sağına soluna bakındı sonra, aklına bir fikir gelmiş gibi otobüsten inerek lokantaya doğru yönelmişti ki;
Bu sırada beş altı yaşlarında bir kız çocuğu ile genç bir bayan arkasından seslendi.
"Bayım bakar mısınız? Genç adam geriye döndü şaşırmış bir halde"buyrun bayan dedi.
Kadın gayet şık ve güzeldi. Giyim kuşamından
Ardımda kaldıyor hep geride bıraktığım
Hızlı hızlı geçiyor telefon direkleri
Her yerde şarkılarım hızla yankılanıyor
Haberinin olmadığı kimselerin,
Bir yaz günü hapsettim içerime.
Özgürdü bütün kuşlar uçuyordu,
Uçuyordu yükselerek üzerimde.
Adana'nın kara sıcağında pamuk ırgatlığı yaptığımız yıllardı. Daha on beşinde bıyığı terlememiş bir çocuktum.
Babamı kaybetmiş, ölümün ne demek olduğunu henüz öğrenmiştim. Ama yoksulluğun ne demek olduğunun halâ farkında değildim anlaşılan.
Yedikardeş, bir annem, bir anda bütün zor şekli ile fakirliği tanıdık. Annem evin reisi olmuş, bildiği tek iş olan pamuk toplamaya ailecek bizleri de götürüyordu. Beyaz altını toplamak için henüz güneş doğmadan traktörlerin römorklarına komşularla birlikte,
Çocukların bağrışmalarıyla doluşurduk.
Ne garip,eskiden böyle değildi.Ölümler çok ucuzladı be kardeş,iş sayıya bindi.
Ölüm sayısı azalınca artık bir başka seviniyoruz.Ölüm sözcüğünü çoktan kanıksadık.Ölmek çok doğal biliyoruz!
Yaşamak,bir evin köşesinde oturmak,televizyon seyretmek,yemek içmek oldu.Çoktan unuttuk biz kardeş, arkadaşı dostu!
Geleceksin bir gün yel yepelek
Bir yığın sevgiyle çok pişman
Ve ben gitmiş olacağım
Telaşlı ve küskün,
Bir resminde görmüştüm,
Alev alev parlıyordu gözlerin.
Hayallerin yükselmişti göklere,
Umutların sanki uçuyordu.
Bugün herkes biliyor ki çocuklar büyüklerini
Öykünerek öğrenirler.Yapılan somut davranışlar çocuklar için en önemli gözlemlerdir.Anne ve babaların aile içerisinde başlattıkları somut davranışlar daha sonra çocuklara örnek olarak kalıcı izler bırakır.Anne, babaların önemsemeden yaptıkları pek çok olumsuz davranış gelecekte çocukların en kötü huylarının oluşmasına ne olabilir.Onun için" Ağaç yaş iken eğilir""üzüm üzüme baka baka kararır""Yedisinde ne ise yetmişindede o olur" Atasözleri bütün bu anlatılanların birer özeti gibidir.
Bu olumsuz davranışlar veya olumlu davranışlar kişiliklerin ortaya çıkmasında en önemli unsurlardır.Cocuklar ve genç ergenler
Çok iyi birer gözlemcidirler.Toplumda hem ögüt veren ve hem bunun tersini yapan insanlar en büyük kötü örnekleri gösterir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!