İnsanın evi gibisi var mı?
Kendimiz olabildiğimiz tek yer!
Bir zaman sıkılsak da evlerde,
Sokakların cazibesi çabuk biter.
Başka evlerde,otellerde kaldınızsa yatılı;
Bir sevda yağmuru, gözleri deniz;
Gün boyu gezinir imbat bıraksan.
Gönül sandığında yıldızlar çeyiz,
Saçılır ağzından azat bıraksan!
Eylül bakışları hüzünlü ıslak,
Annem, babam, kardeşlerim;
Toplanmışız yine bir odaya.
Her birimiz bir köşede,
Dalıp gitmişiz bir başka dünyaya!
Ablam, saçının beliğinde eli...
Korkardın sen düşlerime girerken bile
-İncinir mi hasretimden yavrumun kalbi?
Yaralar hiç eksik olmazdı dizlerimde,
Koşardım; sana varmak içindi bunların hepsi!
Gözbebeğim derdin bana, bilmezdim anlamını;
Düğümlendi sözler,yutkunduk önce;
Göz göze gelince yedik vurgunu.
Titredi dudakta yandı her hece,
Sardı ruhumuzu veda yangını.
İkimizin birden gözleri doldu,
Sular susar,
Yaz gelir sular susar.
Bendeki bu yangına,
Dayanmaz sular susar!
Kar beller,
Hayatımızda öyle anlar vardır ki,
Değiştirir koca bir ömrün yolunu.
Bir hata; telafisi mümkündü belki,
Bekleseydi kırmızıda o kamyonu!
Bomba yüklü araç,köşeyi döndünüz,bommm!
Yüzyıllar geçse de değişmez bu dilek,
Yaşa var ol Türkiye’m sen sonsuza dek!
Engeller şevk versin umarsız söz kurma!
Dağ çıksa yol vardır sen gençsin hiç durma!
1) 19 MAYIS RUHU
Aylardan Mayıs’tır ama
Henüz çıkılmamış kara kıştan!
Her yaştan bir kaygı almış başları,
Herkesin derdi bir: ‘Vatan!’
Tut kulağından getir
Sinen seslerini ömrün
An bir süre ve bitir
Hüznün velvelesini
Damlasın şiire iki satır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!