Çıka çıka usandım içimdeki dağlara...
Harcadım tüm gücümü, menzile eremedim!
Kaptırdım benliğimi hülyamdaki çığlara...
Kardelenleri rüzgar derdi ben deremedim!
Atıldım değersiz bir pul misali sığlara.
Ne dedim gönlüme dinletemedim
Mümkün mü sevmemek, elimde değil!
Akıllı olmayı belletemedim
Mümkün mü sevmemek, elimde değil!
İçimi bürüdü düşün, hayalin
Ben sensiz hiç kalmadım
her ân benimle oldun her yerde.
Ne gözlerden, ne ikramlar sunuldu,
ne gülüşlerden ne ilhamlar;
hiç birini almadım;
bağlandığımdan beri
Demir atmış gemiydim kendi iç denizimde
Sevdâların arzusu bir tortuydu özümde
Birden fener misali yanıverdi gözümde
Bozuldu rotam, ritmim, varlığım şoka girdi
Zamansız sevdâ beni liman liman gezdirdi.
Doğu bir tarafa çekiyor batı bir tarafa
Yüreği darmadağın bozulmuş kafa
Benliğini kaybeden divanecesine
Bir sığınak arıyor
Sığınaksızlarda kendisine.
Soğan, ekmek yenen günleri arar
Olduk be birader, deşme yaramız.
Başımızda şâki birileri var
Yıldık be birader, deşme yaramız.
Kara saban devri bundan güzeldi
Seninle gitti her şey
mutluluk, gözlerinle sevinç
ve neşe, yüzünle birlikte.
Rüzgar, yağmur ve gece sildi süpürdü
bıraktığın izleri.
Ama hiçbir şey silemedi
Herkes birbiriyle küskün,dâvalı
Hayret! Ağa ırgat ile kavgalı,
Düşmanlar bu hâle çalar kavalı,
İhânetin çok ağırdır vebali,
Ne olacak benim yurdumun hali?
Giden, gelen ardından inleyen hep ağlayan;
Gideni usanmadan bekleyen, gelmese de...
Ayrılığı umutta teselliye bağlayan
Kapılar var, çalanlar gerçeği bilmese de...
Kapılar var: kâlplerden gökyüzüne açılan
Ey sevgili, içimde iken seni uzakta
Aradım, gafletimden. Ömrüm geldi son deme.
Pişmanım, utanırım; şu hâlim bir bak da
Reddetme, düşmeyeyim kurtulduğum mâteme.
Biliyorsun, hediyem can sana, getirdiğim
Bu arkadaşı tanımıyorum