Dokunma bana dokunma!
Dokunursan yine ağlarım.
Ağlayınca deli deme,
hele hiç teselli verme!
Çiğnenir ayaklar altında tarihim,
altın çağlarım...
Sıkılmıştım içerde, yürüyüşe çıkmıştım
Efkârlanıp, son kalan sigaramı yakmıştım.
Yapıyordum geçmişin hesapsız hesabını
Bulamadan bir hayli sorunun cevabını.
Mâşukum, hiç aşklarla aşkımı seyrelttirme
Nazargâhın kâlbimi gayrıya meylettirme.
Pervâneler misâli hayâlinle döneyim
Her kahrına râzıyım, başka kahır çektirme.
Silinmişti içimden, unutmuştum tadını
Alışmıştım hem onsuz yaşamanın yüküne
Unutmam aslâ mümkün değil derdim adını
Göçerler kondu çoktan terk ettiği mülküne.
Güneşi, mümkün müydü seyretmek,o olmadan?
Görmedim güldüğünü yüzümün hiçbir zaman
Seni nerden sevdim ben? Kapanmadı hiç yaram.
Ne olur terk eyleme, sensiz asla yapamam
Hem sensizlik, hem hasret; çekilmez bunca çile!
Kendimi kora attım, sonunu bile bile!
Itır kokan gözlerinde bir akşam...
Gidersem ne olur susuzluğumu! ...
Bakışların tutsa, sarsa her akşam...
Issızlıkta güçsüz kalan ruhumu! ...
Uzansan yardıma muhtaç birine
son dönemeç geldiğinde
son iğne deliğinden
ele beni
kalbimi
sevgimi
sensizliğin eleğinde
Kapanmaz yaraları sabırla kurutmuştum
Kazımıştım kâlbimden, adını unutmuştum
Sanıyordum, kendime göre bir yol tutmuştum
Bir gün rüyama girdi, gözleri dolu baktı
Yakma dedim, küllenmiş duygularımı yaktı.
Görmeseydi gözlerin…
Sever miydin hiç, beni?
İçeceksen, hep senin
Yudum yudum iç beni.
Alevli akışınla…
Yıldız yıldız,
seni aradım;
bulut bulut.
Gökkuşağında;
Yoktun; mehtabın gizeminde;
Ayrılma, buluşma kavşağında…
Bu arkadaşı tanımıyorum