Derin bir vadideyim
Her tarafım yara içinde
Gezdirdim kendimi her akşam
Ve bir uçurumun eşiğinde
Ayaklarımına dolanmış çile...
İnsan; Bedeninde kendini gizler,
Çoğu gizi aşikâr eder gözler.
Bir dizi vehim içerisinde aklım
Tek ilacım sırlanmış lâ notasında
Ebedî yolu söylerken bana sazım
Hangi tele dokunsam lâ notasında
Teselli ararken maddenin sesinde
Takılan her maske birer aynadır; insana
Güçlü olanın acizliği gelir beyana
Zift ile bağlanmış kalplerde gizli ve açık
Aynalarda tutmakta kendine siyah ışık
İçimdeki istek sona varası
Sorular ateşten kömür karası
Zihnim kanar, akan yokluk yarası
Varlığım gece med-cezir arası
Doğru çıkar mı çarptığım yanlıştan?
Şeb-i gam bitâp mı düştü akmakta mehtaba
Bitâp mı düştü niyazım seraba acaba
Akmakta seraba seherle dil-i pür ateş
Mehtaba acaba dil-i pür ateş müptela
Şehr-i dilimi kül etti dilâra
Zerrece penahım yoktur ağyâra
Onsuz her dem şeb-i yeldâ ve zara
Çeşm-i lerzanla giryanım dildâra
Hatt-ı ruhsarımda cüda münceli
Kapkara gözlerinin okyanusuna dalarken..
Bir kelebek çıkar kalbimde, aydınlığa.
Dizginlenir her bir düşüncede nâkıs dudaklarım.
Kör kuyuymuşçasına dalarım sonsuzluğa..
Gönlümü ay gibi aydınlatan gülüşünle.
İnsanı aldığı nefes değil,
Verdiği nefes yaşatır.
Hayat bir nefestir,
Aldığın hiçbir şey senin değil;
Verdiğin her şey senindir.
Senin için yıldızlar semada
Kandil gibi yanıyor
Hilal ise siyahın en güzel manası olan
Gözlerine dolanmış
Sultanım, Efendim!
Şu dünya sahnesinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!