Kör olmak görmeye engel değildir
Görmek için gözlere dahi ihtiyaç yoktur
Ruhunun ezgisi beni çalınca,
Gönlüme fermanlar yazar gülüşün.
Bahar ayında çiçekler açınca,
Binlerce karanfil yakar gülüşün.
Harelenen aydır sana âyine,
Bir damla döküldü
Elimden kanayarak
Nedir bu kördüğüm
Başım dönüyorken gördüğüm
Kızıl gibi kuşatılmış bir ölüm
Sermestim; günahın acı şarabına
Derd-i firak ile çeşm-i hunum eridi
Dil-i giryanımın vuslattır müşâhidi
Hüzzam besteleri yağıyor toprağıma
Kara bulutlar çöktü gönül bağıma
Bitmez, tükenmez bir feryat içerisinde;
Kaldı sesimiz, sonbaharın gövdesinde
Ağacın dalından kavuştu toprağa; yaprak
Şu dünyayı eritip gölgesinde bırak
Sevmeyen insan, olur mu hiç?
Sevmeyen, insan olur mu hiç!
Sevmeyen insan olur mu, hiç.
Kurşunu kağıtta eriterek
Binbir duyguyu nakşetmek üzere
Bir tercüman bulmak
Mümkün mü göz kanallarında
Tıkanan sözlerin bir is gibi
Yayıldığında
Dalgalı düşüncelerin kıyısında
Limana vuran benlik teknesinin,
Yağmur damlalarının
Toprağı aşındırması gibi
Aklın varlık ve yokluk sahasını
Delip geçerek
Ruhu ezen
Kalbi bezen
İşi nakzen
Usta lafzen
Yerdegezen
Büyük özen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!