Hayatın cansız damarlarını
Bakırdan bir tığa geçirip
Girift bilmecelerin ardından
Sararmış, solgun benizli göğsümün
Kör noktasına
Bir dünya örüyorum
Bir gün gelir de biter
Bütün umutlar, acılar...
Sonsuz bir yolculuğa
Mâhkum olur ruhlar
Ve ölüme doğar insan
Semâdan yere düşerken yıldızlar...
Denizleri kırmızıya boyadım
Güneşin batışındaki renkte kaybolan
Bir bulutun gözyaşlarıyla
Rüzgarları siyaha boyadım
Gecenin çığlığında kopan
Bugün biraz ölesim var
Tükendim, gidip gelmekten
Artık dur demenin vakti
Kan çanağına döndü gece
Ay karanlık sönüp gitti
Bugün biraz ölesim var
Sırat köprüsünde
Karanlıkla dans eden bir canbazım
Ve cehennem kafamın içerisinde
Ben ise cenneti arıyorum
İflas etmekte hislerim
Karanlık değil göğün yüzü, kan!
Vicdan sağır, sesler feryat figan.
Aydınlıktan bir eser kalmadı,
Kara bulutla dolu asuman.
İnsan ve zaman;
İki garip kavram.
İnsan zamanın içinde;
Zaman da insanın içinde.
Geçip giden zaman mıdır,
Yoksa insan mıdır?
Kalbim karanlık bir denizde virân, aylası Sen
Vehim dalgaları katli yolculuğun, sılası Sen
Bırak! Bedenim ve ruhum rüzgarında savrulsun
Bulamadan yitirdim, kendimin pusulası Sen.
Yalnızlık batak
İğneli yatak
Dipsiz bir yutak
Ayak sesi, tak!
Kalksan apansız
Geceler aysız
Kalemim dönmüyor
Kelâmımı işlemeye,
Gönlümün dili dönüyor
Dilim dönmese de.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!