ben savaşa gönüllü katılmış bir savaşçı,
sen ufukta, umut dolu yağmurlarda ıslanan süsen...
gökkuşağı renklerini alırken gözbebeklerinden,
yaşamak diyordum kendime,
tıka basa yaşamak ve sen..!
Çocuğum var dediğin günlerden çok önce çocuğun oldum.
Kanatlarını açtın her defasında o küçücük bedenime abandın.
Seni ben en minik zamanlarımda tanıdım, en korunmasız.
Nefes alışımın nedenini, oyunlarımla özdeşleştirdiğim,
Ölmek terimine büyümek kadar uzak olduğum zamanlarımda...
Merhaba, Merhaba, Merhaba...
Sana, hayata ve kendime merhaba dediğim günden bir hayli zaman geçti annem; bir sonbahar ayıydı, ekim onüçtü kendimle tanışıklığım...
Ve Sen...
boyumdan büyüktü sevmelerim,
ve seni kıskanmaktı,
farkındalığının dışında
yaşamak...
Komik…
yarım kalmış şiirlerim gibisin...
hatta henüz yaşanmamış,
ama uğruna onca gözyaşı akıttığım,
çocukluğumun eksik kalan yanısın belki…
Hayat yüreğime erken düşürdü yetişkin hayallerini
İçimde ağlayan çocuk hala on yaşında
Ben bilmezdim yaşarken acı çekermiş insan
Yeni öğrendim
hep güneşe hasret kalan ıslaklığında şehrimin,
yılın ilk kar yağışını izliyorum şimdi.
odamın sıcaklığından muzdarip,
pencere camının garantisinde...
ki ağır bir yürek ağrısı da çekiyor bedenim.
Kopup giderken birer birer takvim yaprakları ömrümün, yaşamak sadece nefes almak değildi…13/10/2015
aşığım…
içinde uçsuz bucaksız çiçek bahçeleri olan,
uçurumlar büyüyen gözlerine.
sen benim çocukluğumda son paramla aldığım
çikolatalı gofretim gibisin...
yavaşça yerdimki bitmesin, hep damağımda o tat gezinsin.
hatta bazı zamanlarda eriyip akardı parmaklarımdan.
ama her defasında acıklı bir sonla biterdi, üzülürdüm.
şimdi buna izin veremem, sonunu getiremem.
aslında bir karanlık kadar siyah değildi...
ki gözleri;
rüzgarda uçuşan bir karahindiba kadar bağımsız,
o kadar özgür ve bir o kadar masumdu…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!