ve yaşamak ağırdı...
...
gözlerinde umudu,
yaşama sevincini,
kalbini, aklını,
Seni düşünürken sensiz gecelerde
Bir kanarya gelir yüreğimin ucuna konar.
Bir papatya açmaya durur,
Bir gül yavaş yavaş kanar kalbimin üzerinde.
Seni düşünürken bir akasya tepeden tırnağa
çiçeğe donanır...
Ansızın çıkıp geldin aramıza...
Henüz büyümeden ve büyütemeden düşlerimizi.
Kavuşma heyecanıyla beklediğim hastane koridorunda,
Bir hemşire güvencesinde merhaba demiştin hayata...
Evet beş yıl önceydi seninle tanışıklığımız.
haykırsam avazım çıktığınca seni sevdiğimi…
gelir misin sesime, bakar mısın yüreğime,
sana uyanan gözlerime, sana uyuyan düşlerime?
bunca yıl bekleyip, seni bulduğumda,
yeniden kaybetmeye dayanamam,
gözlerine bakınca,
retinandaki kan damarlarının sayısını bile bilen bana..!
bu yalan neden,
neden bu yabancılaşman,
neyin savaşı bu,
ve sonra anladımki;
hiçbir harf,
hece ya da kelime,
anlatmaya yetmiyordu
bir tek bakışını bile...
kelimelerin uzak artık...
dudaklarından dökülen,
beni sancıtan kelimelerin...
belkilerimi umutlandıran,
geceleri bazen yüzlerce renge dönüşüyor karanlık…
aslında,
bir gökkuşağının akıl almaz renklerine bulanıp,
gülüşünün kokusunu dağıtıyor her yana.
avuçlarımda,
haylaz bir çocuğun göz kırpması kadar özel,
güneş doğmaz yamaçlarımın üstüne,
ve uyanmaz hiçbir gece güne.
kurur içimdeki ilkbahar, söner kalbimin közü.
gözlerinden akarsa eğer yüreğime hüzünler,
yaşamak,
hiçbir hikayede “biz çıkalım kerevetine sevdalar” tutmaz içinde...
Esaret yüklü bir aşktı yaşadığımız,
Manasız sevişmelere gebe...
Riyakar ayrılıklarla bezediğimiz bir bedende,
Er yada geç tekrarını sakladığımız...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!