Her yeni güne uyandığımda
Ya da her gün geceye kavuştuğunda
İçimi mutluluk tohumlarıyla tıka basa dolduran
Yaşamımın en huzurlu yanısın...
Kimi zaman hüznümü son bulduran
Güneşin kavuran sıcağında
Serin bir rüzgar gibi tenime düşen
Her hecesine kamyon dolu anlamlar yüklediğim
Cümleler doğuyor dudaklarından…
Her yanı ayrılık kokan bir çiçek gibi
Duyularıma hüzün kıvamında hükmeden
Gecenin ayazında incecik bir gömlek giyinmek gibi gitmek...
Eksik...
Yavan...
Yalnız...
her sabah beklenen ama bir türlü gelmeyen bir mesajdı yokluğun...
ya da deniz kenarında uzaklara bakmaktı,
gece kapanırken üzerine ağır bir kapı gibi gündüzlerin,
sessizce bir köşeye çekilip susmaktı...
avaz avaz bağırmaktı yüksek bir tepenin üstünde,
Bakmasan diyorum,
öyle içimi kanata kanata…
aşka hazır değilim..!
sabahları sana uyanıp,
havalar soğudu yine;
şöyle içimi ısıtan bakışların olmalıydı on santim ilerde,
bir de iki bardak demli çay, kavuşmamızın güvertesinde...
çünkü sen yalanlardan uzaktın,
çünkü dudaklarında beliren tüm tebessümler gerçekti,
çünkü eğer varsa bu dünyada aşk'ı hak eden biri, o sen olmalıydın,
çünkü eksiktin; kanadı kırık bir kuş, yaprakları dökülmüş bir ağaç ve bir kaç günlük ömrü olan bir kelebek kadar.
çünkü gözlerinin hapsinde kalmıştım,
çünkü benim kadınım sen olmalıydın,
Doyasıya sarılmalıyım sana, kemiklerini kırarcasına...
Çünkü ölüm bizi, bardakta bırakılan sıcacık demli bir çay kadar yetim bırakacak sevdiğim...
Bilir misin,
ne zaman Funda Arar çalsa bi yerde,
sen gelirsin aklıma;
bir parça orman,
bir parça bakış,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!