bir tren geçer bu hayalet şehirden
dolup boşalır vagonlar
nereye gideceğini bilmeyen insanlar
taşınır durur bu şehre
kara bulutların içine çöker başları
tüm dünyayı taşır gibi
adını bilmediğim çocukları özlüyorum
adım atmadığım toprakları
havasını suyunu
tahtadan gördüğüm
bulutlarına uzanamadığım havaları
çayın yanında anlatacağın masalları
duvarda camlar
yerde halılar
radyoda eski bir şarkı
iyi ki geldin demiyor artık
vazoda solan çiçek
kafeste kuşlar
meleklerin kıskandığıydın
onlar nurdan
sen topraktan yaratıldın
öğrendin
kelimeleri
öğrendin
fotoğraflar biriktiriyorum
en iyi gülüş
en hüzünlü yüz
hepsi birer hazine
sıkıldıkça bakıyorum her birine
hangi zamana aittim
hoş geldin ben de seni bekliyordum
baharı gönderdik
bir günde gördüm tüm çiçekleri
birdenbire yaz geldi .z
sırtını yaslamış ağaca
toprak altında köklerle komşu
üstünde dallar ve sincaplarla
birini bekler gibi
boş bir sandalye
kendiyle mutlu gibi
babadan oğla geçen bir nur
kim bulur insanı iyi eden şeyi
bulan paylaşsın
gören anlatsın
kaç yüz sene
rivayete göre yaşanan yıllar
uzattığın eli ısıranlar
onlara ne demeli
bir de yerden göğe haklılar
duvar oluyor sağım solum
sağım solum duvar
kimi bekler yıllarca
kimi sokaklara bırakır
her can
bir armağan
içinde koca bir evren taşır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!