Dertli gönüller dinleriz bizler…
Her biri bin parçaya ayrılmış hikayelerle dolu…
Hüzzam nağmelerin tınıları gibi, acıtır ruhun tenini…
Sevmek, acı çekmek mi?
Sevmek kendini, sevdiklerine vakfetmek mi?
Ya sevdiklerimize harcadığımız ömür…
Bizlere verilen ömür bir kereliğine, kıymet bilmek şart…
Sevmeli insan, hoşlanmalı, hissetmeli ki, ‘’BİR’’ olanı bulmalı…
Nice ruhlar var, zerreler, şaşkın ve Yusuf gibi kuyularda zindan…
Yusuf’un kaderi bir tüccarın elindeydi…
Ya zindan edilen ruhların kaderi?
Hoşlanmak sevmeye giden yolun adresi…
Zor yok, dogma yok, geçmiş yok, gelecek ise daha yaşanmadı…
Sen… Sen…Yaşa hayatını…
Yık putlarını, cismi bahşetmiş yaradan, imkan var AN’da kal…
Hatalarımız olur bazen, aldığımız kararla…
Atıldığımız kuyuya kapaktır açılmayan…
Çığlıklar içinde bağırırız, duyan olmaz sesimizi…
Hızır ve İlyas başka yerde, feryadı kim anlayacak peki?
Sen…Sen…Avuçlarındaki gücü gör kaldır güneşin doğduğu arşa…
De ki; Sen Benim…Bende Senin Zerren…
Emrah Bekci 2Kayıt Tarihi : 30.10.2013 03:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!