Zekâi Budak Şiirleri - Şair Zekâi Budak

Zekâi Budak

Sevda saçan gözlerin arzulara kırbaç mı
Ne kadar sevse kalbim sanki sana muhtaç mı
Bilmem ki şu yareme zehir misin ilâç mı
Ne kadar sevse kalbim sanki sana muhtaç mı

(Kadıköy / İSTANBUL - 1976)

Devamını Oku
Zekâi Budak

Sen hep anne olurdun ben de daima baba
Evcilik oynamayı nedense pek severdin
Bebemiz uyuyunca başın yaslayıp bana
'Ah bütün bunlar bir gün sahici olsa' derdin

Ellerin ellerimde saatlerce gezinir

Devamını Oku
Zekâi Budak

Karım, bir gün dünyadan zamansız ayrılırsam
Oğlum ile kızıma baba sen olacaksın
Kalbin bensiz olmasın boş kalsa bile masam
Zaman isterse yine bildiği gibi aksın

Fakir bir oduncunun hikâyesini anlat

Devamını Oku
Zekâi Budak

Ben de sizden biriyim, gök kubbenin altında
Günlük telâşındayım herkes gibi hayatın
İşe yetişmek için koştururum her sabah
Aynı vapurda, bazen, ayni dolmuşta, mağmur
Seyahatler ederiz, yan yana oturup da
Açılmamıştır henüz çoğumuzun uykusu

Devamını Oku
Zekâi Budak

Düşman sarmış çepçevre
Üzgün akmakta dere
Kurtuluş mu dedin bre
Çok zor ihtimâldi o

Güneş mor tepelerden

Devamını Oku
Zekâi Budak

Biz gaip ülkelerin gizli elçileriyiz
Her gün belki bin kere gaibe seferîyiz

Tılsım sihir ve büyü yüküyle göçe kalktık
Manyetik semalarda kırk yıl kanat çırparak
Süt gölünde çöp ile arzın falına baktık

Devamını Oku
Zekâi Budak

Biz de hazırdık o sofrada
Önce çorbalar içildi sıcak
Yemekler yendi sonra da
Kaşık kaşık, tabak tabak

Biz de vardık o sofrada

Devamını Oku
Zekâi Budak

Levh-i mahfuzdan aldık sözcüğünü şiirin
Ve gönlümüzde karıp döktük binbir kalıba
Mısraya şekil veren şairane sihirin
Erişilmedi halâ esrarengiz sırrına

(Lüleburgaz - 18.08.2002)

Devamını Oku
Zekâi Budak

Istırap nağmeleri fısıldıyorken tambur
O inleyen tellere bir de benim için vur
Kırma mahzun kalbimin ricasını ne olur
O inleyen tellere bir de benim için vur

Mızrapların dövdüğü şu yaralı bağrında

Devamını Oku
Zekâi Budak

Sen vefasız sevgili
Ben ümitsiz bir âşık

Herkes işini yapacak
Şaşılacak bir şey yok

Devamını Oku