Bilinmeyen umut
Yollar var dağ engeli
Çaylar var geçilmez selleri
Kuşun sıcaklığı
Soluk olsun istiyorum
Kafeste ötüşü
Bak gözlerimiz dolunca
Akıp gider gizli, gizli
Yaramda yara azınca
Deniz Hüseyin Yusuf’a
Ezilenler baş kaldırsın
Haziranda aşklar sıcar
Eylül gelir daldan uçar
Üzerine sular içer
Umut gelen baharadır
Böyle aşka varılır mı
Kanlı Maraş
Canlı canlı ekranlarda izlediğimiz caniler halen saldırganlıklarını olanca pervasızlığıyla sürdürdüler. Orada yapılan anma toplantısını içine sindiremeyenler bu anma toplantısını başarısız kılmak için çaba harcadılar. Deme ki geçmişle yüzleşme halen birilerini korkutmuş.
Bugün, kimi değerlerden ve birlikten söz edenler; o değerleri yok etmek için en saldırgan siyasi ideolojini uygulamaktan çekinmiyorlar.
Karınca var ağrı dağın gölgeler
Kafa tutar koca ağrı dağına
İnsan vardır her biri bir fil yutar
Düşürünce hiç acımaz ağına
Bir dünya ki hayat oltada yemdir
önce başı derken kıçı da açtı
İstanbullun sosyetesi burada
elini kolunu oyana buyana açtı
İstanbullun sosyetesi burada
sokaklarda ahlak arı devirdi
Kapattı gökyüzü maviliklerini
Gece küskün
Ay inmiyor yeryüzüne
Renkler karıştı gözlerde
bulutlar Akıyor genç bedenlere
Karardı gök
Türk kültür ve ahlakına
Uydurdular izdivaçla
Ar namusu ayak alttı
Koydurdular izdivaçla
Evlilik vaadi verip
Bin dokuz yüz kırk altı idi tarih
Bir yıldız sunmuştu o Kars iline
İlerici, yiğit sözleri sarih
Bir yıldız konmuştu o Kars iline
Adam gibi adam kalemi sivri
Gül hakikat olur gücü böcekten
Arı balın alır on bin çiçekten
Derde deva gelir sarı,böcekten
Ne güzel çalışır bak oğul oğul
Petek petek alır doldurur baldan
KIRBAÇLAMAK DÜNYAYI
İlk bakışta Yusuf Ter’in öyküsü bildik bir serüveni anlatıyor gibi; ücralardaki “bizim köy”lerden birinde doğmuş Ter, yoksulluk ailesiyle birlikte onu yaban ellere savurmuş, hasret, baskı, yoksulluk, çileler üstüne çile O’nu Düş ülkesinin ezgilerine vurmuş, oradan da duygul ...
DOST YUSUF
“Güzel insan Yusuf Ter’e”
Yıllardır hep doğru yazdığım için
Nedendir hep beni suçlarlar Yusuf
Düzenin hilesin sezdiğim için
İdama bizlerden başlarlar Yusuf
Şöyle düşünürüm olan çok acı
Tilkiye vermişler krallık tacı
Bu düzende meyve veren ağacı
DOSTUM YUSUF TER
1970 de Kozanlı’ nın, İmranlı Köyünde Dünyaya gelen Yusuf Ter, küçük yaşta babasının işi gereği İsviçre’nin Basel kentine gider. Bu göç esnasında eğitimini de İlkokul dördüncü sınıfta bırakır bir daha okula devam etmez. Fakat, İlkokulu bile bitiremeyen Yusuf Ter, boş durmaz, ...