Sonu olmayan bir geceydi ömrümüz.
Ansızın sarsıntıları hisseder,
Ansızın devrilirdik.
Sonsuz bir kindi insanlara büyüttüğümüz.
Kalleşlik iğrençlik bulvarlarında,
Kendimize has bildiğimiz tek oyundu;
Hani gökyüzüne bakarsın!
Ve bir yıldız kayar
Ve bir dilek tutarsın
En çok istediğini,
En çok sevdiğini dilersin Allah' tan.
Kelebeklerin
Mavi kanatları altından süzüldü
Mavi ışık.
Tabiatımın güneşe selam durması
Bu yüzden.
Artık, istikâmeti sanadır kelebeklerin.
İz 'is' Kaldı
Söz bitti!
İz kaldı geriye,
Yaşandığı sanılan, yaşanmayan aşklardan.
Özgün bir yaşam,
Yağmur kaçağı bir damlaydın.
Nemin, duru güzelliğinde saklı
Ve nedense bana yasaklıydın.
Günlerce aradı seni gri bulutların.
Oysa çoktan düşmüş ve sinmiştin üzerime.
Artık içimde saklım
Şafak türküsü,
Sevda türküsüydü bakışları.
Bakışları eritirken yakamozlu akşamları,
Adını deniz kızı koydum sevdanın.
Siyah saçlarında geceyi,
Son yaprakta döküldü,
Ahmak sevilerdi çıplaklık.
Ten, diken diken artık,
Yerle yeksan her yanımız.
Âşina yüzler unutuldu.
Ağla bak!
Aldattığın,
Sana bakan bir çift göz,
Bir seven yürek değildir.
Bana sevmeyi öğrettiğin gün sevildiğini
Ve aslında
Bir hazan rüzgarı esiyordu başında.
Git! Desen, gidecekti.
Lâkin alışmışsın hicrana.
Şimdi keşkelerinle demleniyor efkârın,
Bir içimlik kalan sigaranın,
Son zehirli dumanında.
Alt tarafı aşktı sarmalayan.
Üst tarafı dümen.
Yalanlar fora, pupa yelken...
Vira vira heyyy!
Vira vira...! derken;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!