İskilip'e bağlı bir köy.
Burada Yerliköy'le ilgili yazı ve şiirleri bulabilirsiniz.
Şu anda 98 yaşında olan Amcam Abdurrahman Zobu, Rahmetli Babam Mustafa Zobu ve onların nezdinde tertemiz tüm Anadolu insanımıza ithafımdır.
(22Ekim 2002'de Babamı, Ekim 2013'de de Abdurrahman Amcamı kaybettik maalesef. Mekanları cennet olsun)
O saf, masum, temiz ve candan,
Şiirin Hikayesi
22.10.2002 Tarihinde Babamı, 23.03.2013 Tarihinde de Anamı kaybettik.
Her ikisinin de mekanları cennet olsun.
23 Ocak 2011, 09:51
Mustafa TIĞLI diye bir öğretmenimiz vardı. Bizim köyde 1964-1969 yılları arasında 5 yıl falan görev yaptı. İskilip'in içindendi. (Hasan Şen ve ben sınıfta dersleri en iyi olan kişilerdik. Hasan'la sürekli yarış halinde olurduk. Mustafa Tığlı "Hasan'la Sükut okuyup ileride bana mektup gönderecekler" derdi ama gönderemedik, ihmal ettik. Mektup yazamadık ama telefonla görüşme imkanımız oldu. İlkokul 1-2-3. sınıfları O'nda okuduk; sonra O, köyden tayin oldu.)
İyi bir öğretmendi, çok disiplinliydi, soba demiriyle döverdi valla. Uzun bir çubuğu vardı, sıraların arasından ta öbür taraftakinin kafasına vururdu. Zavallı Mahir’i çok döverdi (Mahir'den helallık alması lazım-Mehmet İpek'in lafı). İyi de öğretirdi hani.
Şiirin Hikayesi
-
Çocukluk arkadaşım Ihvani Şen'i saçlara kar düşmüş görünce
.
Yıllar yormuş belli sinmiş yüzüne,
Doruklara karlar düşmüş Arkadaş,
26 Kasım 2011, 13:50
Toplumu oluşturan insanlar bir bütünmüş gibi gelir bizlere. Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin der geçeriz. İnsanlar sağken farkına bile varmayız çoğu zaman. Ama kaybettiğimiz zaman yokluğunu hissederiz.
Bizim köyde yaşayan insanlar için de aynı şey geçerli değil mi? Sık sık gördüğümüz için, birlikte yaşlandığımızın farkına bile varmıyoruz. Bir gün öldüğünü duyup üzülüyoruz. Allah’tan rahmet dilemekten başka yapacak bir şey olmuyor. Farklı farklı hikayelerin yaşandığı bir yaşam daha bitmiştir…
Süleyman Dayı (KÖR) rahmetli de ilginç şeyler anlatırdı. Keloğlan'la ilgili, Şıpla'yla ilgili, Tığloğluyla ilgili falan. Keloğlan mesela 3 haklık buğday çuvalını (Yaklaşık 100 kg) dişiyle ambarın gözünden çıkarırmış.
Süleyman Dayı'nın ağzından:
Babam cins bir cirit atı aldı, at da ne at ama. Biz de daha yeni delikanlıyız; ata, cirite hevesimiz var. Başka bir köyde düğün varmış, cirit oynanacak. Biz ata binecek çağda değiliz. Cirite de katılalım istiyoruz.
Rahmetli Vehbi Dayı-Azze Bibi (ŞEN)
AZZE BİBİ - VEHBİ DAYI
-
Köyün Çifte Kumruları
Gurbet Elde Yavruları
2 Şubat 2012, 10:11
Benim değerlerim vardı; Eyüp Babam, Babaannem, Murat Amcam, Ali Babam, Fatma Anam, Anaannem…
Mesela dayılarım: 3 tane dayım vardı, üçü de şahsına münhasır insanlardı. En büyüğü Recep Dayıma Annem “Ebicağ” derdi ne demekse. Anneme her konuda yardımcı olan, neşeli, kahkahalarla gülen biriydi. Bizim evde her şeydi; sanki doktordu veterinerdi, çok vasıfları olan biriydi.
Gıyızım (Bacım) havalar ısınmıya başladı. Gasnak neyi dökecak daha; bahceyi de diyom bu sene ırmağa ekek. Çayda su mu var ki; gara yere döşenesiceler olanı da yoharılardan kesiyolar. Gıran giresiceler aşşadakiler niyder demiyolar. Herüfler de
biçere gidiyo ya kimse uraşmıyo.
Allah meretoyum koye su gelecek deyi her tarafı gazıp gazıp bıragdılar. Evlerin oö toz topragdan geçilmiyo. Neyise eyle işde, havalar ısındı işler başladı.
İreluun Noriye abılale geddiydim. Gış ekmam biddi de çevürüver deyi. Gız
Nurettin Şen'e
-
Selam göndermişsin aldım selamı
Selamın kelamın başımda benim
İnan ki unuttum kederi gamı
Dostluğun bal olur aşımda benim..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!