1 Ağustos 2011, 16:12
Bizim köye eskiden çok kar yağardı ve çabuk kalkmazdı. Ya da küçük olduğumuz için boyumuzun kısa olmasından orantı kurarak çok yağdığını zannederdik.
Ama yağardı. Lapa lapa yağardı, günlerce yağardı. Odalarımızda harıl harıl yanan sobalarımız hakkını verir, sıcacık yapardı evlerimizi. Analarımız yufka ekmeği muska şeklinde katlar, içine tulum peyniri koyar, sobanın üstünde kızartırdı. Mis gibiydi mübarek. Yanında bir şerbet, bazen çay veya ayranla ne güzel olurdu.
Kar yağardı; tabii bu da bize oyun demekti, büyüklere ise geçim derdi korkusu, odun-kömür telaşı…
Rahmetli Süleyman Dayı (Süleyman Kör) ilginç şeyler anlatırdı.
Evi köyün alt yanında, Suylan Yolu’nun kenarındaydı.
*
Bir gün evin önünde otururken yoldan ağrı iki kişi geldi. Selam-aleyküm selamdan sonra “hele oturun bi soluklanın” dedim.
- Nerelisiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz, diye sordum.
Akıla düşünce Babayla Ana,
Kalbimiz çarpıyor sıladan yana,
Yolumuz üstünde Saray, Toyhana,
Uzaktan görünür bizim Yerliköy..
.
Cemreler düşerken başlar birinden,
Rahmetli Anama, Babama, Dedelerime, Amcalarıma kısaca tüm geçmişlerimize özlemle..
Tüm köylülerimiz için..
Kabirleri nur ile dolsun,
Mekanları cennet olsun..
.
3 Ocak 2011, 08:50
AYŞENİN ALİ' DEN HATIRALAR:
Dedemgil caminin önündeki çayırları biçmişler, çuvallayıp caminin önüne koymuşlar.
Kışlar yaza kaçmış Yerli Köyü’mde,
Coşar Tekke Çayı akışır şimdi…
Çiğdem çiçek açmış Yerli Köyü'mde,
Mis olur toprağı kokuşur şimdi…
-
Ekinler boy verir tavında dibi,
Geçen gün köye düğüne gittik.
Hüseyin Bıyık, Ağabeyim Burhan Zobu, Mehmet Bıyık falan oturuyoruz; yanımıza Şef (Hüseyin Kemelek)’te geldi. Hüseyin Bıyık iki de bir “Ben deyim yüz teker, sen de yüzelli teker” deyip gülüyor.
"Hele anlat şunu" dedim.
Dedemle ilgili epey maceramız oldu.
Babamın Babası Osman Dedem rahmetli çok hayırsever biriydi. Dilencileri falan boş çevirmez, fazla fazla verirdi.
Bir dilenci gelmiş, Dedemin verdiğiyle yetinmemiş. "Osman Ağa, yanıma birini ver de köyü beraber dolaşalım" demiş.
Suat Zobu'dan:
Babam rahmetli anlatmıştı (Mustafa Zobu) :
İpekEfendi Köyde pek bulunmazdı. Köyün içinde dikilirken Efendinin geldiğini duyduk.
Asiye’nin Ahmet'le "Efendi gelmiş, hadi yanına gidelim" dedik.
Tahsin İpek'ten gelen mesaj:
Ben de amcamla ilgili bir kıssa anlatacağım.
Esat Amcamın vefatından 3 yıl önce yazın köye izine gelmiştim. Köyde Esat Amcanın evinin önünde oturuyorduk, O anlattı:
Bizim İpek Efendi yeni derviş olmuştu. Çay Köyü’ne değirmene gidiyorduk. Yolda bana “Esat Ağa değirmen beni selamlayacak” dedi. Ben de “İki günlük derviş olmakla neler söylüyorsun sen” dedim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!