Doğarken yuvamdın,gözümde ışık
Sen bize sevdali,biz sana maşuk
Çok yer gezdim ama, can cana âşık,
Sevda yazıp çizeceğim Aşkale’m
Aşkale yaylası bizim elimiz
Sardı dört yanımı feleğin kolu
Yüzüne tokatı atasım gelir…
Sinemin yarası efganla dolu
Dönüpte kadere çatasım gelir
İçimi kemirir bu acı firak
Hesap ettim ömrün kısa kârını
Güne gün eklenir dün gelir gider
Bilemedim,göremedim yarını
Takvimler tükenir gün gelir gider
Bu nasıl hikaye, nasıl efsane?
Huriyle dolsa Dünya;yine seni seçerdim
Sevda kumaşlarıyla, mutluluğu biçerdim
Dudakla dudağına ,mühür vurur geçerdim
Gözlerime bakıp da; seviyorum deseydin
Ellerimden tutup da; geliyorum deseydin
Bir sevdanın peşinden geldim uzak yerlere
Memleket yollarına köprü oldum, bel oldum
Genç öğretmen olarak koyuldum seferlere
İlim-irfan yolunda coşkun akan sel oldum
Hedefimdi her daim cahillik ile savaş
Huşuyla bekliyorken; Mevla’nın kapısında,
Açtığın ellerine, nasibin düşecektir…
Islanınca secdeler; yaş,boran, tipisinde,
Yürekte yanan közün harıyla pişecektir…
O uhrevi alemde açılınca perdeler
Hayat girdabında,dert deryasında
Çırpınıp da durdu çileli bacım
Felek vurdu o garip Dünya’sında
Geremetli bacım,çileli bacım
Daha çocuk yaşta kalmış anasız
Sitem dolu sözler durur dilimde
Bir kahır türküsü çal da gidelim
Hicranlar savrulur kader yelimde
Ne yana eserse sal da gidelim
Yâr dedikçe; sinem yaran yâr oldu
Mutluluk cemine gelmedi sıram
Etrafıma baka-baka giderim
O fitne bakışla depreşti yaram
Dişlerimi sıka-sıka giderim
Aşka erişemez cenk edip bıkan
Dert-keder toplayıp önüme dizdin
Bay-bay yazıp gidiyorsun öyle mi?
Bunca hatıranın üstünü çizdin
Hemen tozup gidiyorsun öyle mi?
Ayrılık sazını aldın eline
Tşkler sevgili Abdulkadir gardaş...
Ağzınıza, gönlünüze sağlık. Kaleminiz hep yazsın değerli hemşehrim. Erzurum sevdalısı, Aşkale aşığı güzel insan şiirlerinizin hepsi birbirinden güzel. Rabbim devamını nasip eylesin.