Ak saçlı kadının gözlerinde pirilti
Avuç içi gibi katkat gül benzinde işilti
Geçmişinde gömdüğü binbir kırıntı
Sayar durur saniyeleri....
Belli yolculuk var semaya
Öfkem öyle derin öyle korkunç ki artık sen bile
tanıyamazsın beni
Meğer cehennemi tatmışım kollarında
Artık canımı ne yakabilir ki, sen bile görsen tanıyamazdın
içimdeki seni
Öfkem yağmur, öfkem deniz, öfkem fırtına olur sarar her
Çarpık çurpuk,
Yalanları bırakın kenara,
Özgürlüğün elli tonu,
Grinin elli tonu derken,
Tonla dertlendik.
Tam bulduk kendimizi derken,
Her şeyim var maşallah,
Evim barkım arabam,
İşim gücüm çoluk çocuk,
Artık ben neyim?
Niye geldim, hayatın sırrı ne?
Ya da insanlar,
Bazen mutluluk bazen sevinç,
Bazen üzüntü bazen keder,
Hepsi birer argüman,
Bak yine geçiyor zaman.
Her anı bir iz,
Yağ gibi akar gidersin,
Nereye varacaksın kim bilir,
Hep ileri hep ileri ama,
Sonun hep meçhul.
Bilinmez diyar gibisin,
Bahçe içinde güller,
Sümbüller bülbüller,
Denizine nazır,
Sıcaktır çokça aşiyane.
Huzurlu mu huzurlu,
Ne oldu garip mi geldi seni sevmem
Binlerce yemin et artık geri dönemem
Kolay söylenmeyecek o yıkıcı sözler
Dilinden döküldü git artık dönemem
Yook ama yapamam, yok sensiz olamam
Acıtsana canımı beni sevişlerin
Laftan ibaret değil ki aşk bu,
Sarıp sarmadın arada da olsa,
İçersin artık bir kazan su,
Şimdi bensiz paşa paşa ağla!
Cadı kazanı değil ki, aşk bu,
Ne de olsa çok uzak değil,
Görünüyor artık sonu.
Sorun olsa da ah kolay değil!
Kalbimde aşkın diz boyu.
Can teslim eder gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!