Dilek ağacına,nice umutlar bağladım
Dalgın beklemelerde,
Geldi geçti gençliğim.
Geleceği büyük umutlarla beklemek vardı,
Umuda umut katarak.
Göz kapaklarımda yorgunluğum,
Üst üste acılar katmerli oldu,
Yürekte yaralar kan ile doldu,
Gül benzimde aman sarardı soldu,
Derdime dermanı veren olmadı.
Takvimden kopardım geçen dünleri,
Mahpus damı is bağlamış,
Ellenmeyi ellenmeyi.
Ranzaları toz bağlamış,
Silinmeyi silinmeyi.
Benim için anam ağlar,
Güneş doğarken ilerler,
Martta ekilen kozalar.
Dört parmakta çapaya gelirler,
Nisanda da ikilenir kozalar…
İkindi üstleri garbi yeli eser,
Can dostları,tatlı dilleri
O nasırlı elleri,
Güneşten yanmış tenleri,
Hep yanımda istiyorum.
Höşmeriyi,üzüm şerbetini
Ağustosun yelini,
Efil efil bir yel eser,
Şu bağrımı gelir deşer,
Yollarımı kader keser,
Ben ağlarım derin derin;
İç çekerim derin derin.
Şu kerpiç evine güneş vuruyor,
Hayalin karşımda daim duruyor,
Gelen geçen seni benden soruyor,
Kapandı kapılar Bekirli de Ali’m.
Kapında kimse yok boştur eşiği,
İnsanların aciz bedenlerini,
Belki kiralayabilirsiniz,
Belki de onları hapsedebilirsiniz.
Ama onların ruhlarını,
Asla rehin alamazsınız.
Uyu uyu sabah olsun,
Evimize güneş dolsun,
Annen sana çiçek yolsun,
Ninni ninni kuzum ninni;
Ninni yavrum ninni ninni.
Yağmurlu günlerde akar olmuş dam,
Tencere kaynamaz zam üstüne zam,
Milletin üstüne çöreklenmiş gam,
Ankara Ankara duy sesimizi.
Fakir fukaranın bitmez çilesi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!