Uykunun rem evresinde,
Hep görürsün rüyanı,
En derin boyutunun;
En derin kuytularında.
Titrer göz kapakların,
Sen onu bilemezsin!
Buğün efkarlısın gözlerinden okunuyor,
Güneş saman sarısı parlarken gökyüzünde,
Mavi masmavi deniz bir deniz ağlıyor,
Sanki senin simsiyah göz bebeklerinde.
Orta ikiye giderken,
Bir bisikletim vardı,
Ön teker ve jantı,
Çok eski, çokta küflüydü.
Cami avlusunda,Yeni bir bisandı
Kimindi onu bilmiyorum!
Dışarda çıldırır eser fırtına
Koğuşta gam gelir biner sırtına
Kader tokat vurur o suratına
Paramparça olur şu deli gönül
Görüş günün gelmiş mektup almışsın
Mehmetçiğin günü doğar,
Ardından da çiyi yağar,
Güneş çıkar sıcak boğar,
Türkiye’min dağlarında.
Tüfeğini omza asar,
Temmuzun ağustosa yüklendiği günler,
Gecenin siyahında ilerler;
Korku nedir bilmeden asma uçları.
Her şey üst üste gelir,
Her şey altüst olur birden.
Hayat hiç şaka yapmaz ki,
Kurban olam senin selvi boyuna
Yattın teneşire yürek dağlıyor
Sarılaydım kele ince boynuna
Elin aşiretin sana ağlıyor
Tel tel siyah saçların dökülürdü yüzüne,
Beni çekik kaşların öldürürdü Nurizer.
Uzunca perçemlerin hep düşerdi gözüne,
Esen yelde her zaman süzülürdü Nurizer.
Kömür gözlüm bilesin sevenler unutmuyor,
Su yürürken zorlanır mı?
Dal uzarken darlanır mı?
Bacı gardaş horlanır mı?
Oba bizim kaynağımız.
İnce dalda sallanmayın,
Hele bakın şafak söker,
Bir dumanlı hava çöker,
Ceritoğlum boynun büker,
Ela gözlüm bak gelmedi.
Gözyaşlarım hicran akar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!