Babanın evlada şefkati gibi
Ölesiye sana derin duygular
Canımdan bir parça evladım gibi
İşte sana böyle bende duygular
İçin için büyür,içten en derin
Yasa bürünmüş oy dumanlı dağlar
Altından nehirler akıp da çağlar
Erimiş yücesi kalmamış karlar
Derdini derdime katasım gelir
Beşikte bir çocuk durmadan ağlar
Yaz mevsiminin sonbahara uzandığı,
Ağustosun altı eylüle el salladığı,
Kuzguni bir akşamüstü,
Saat sekizi gösterdiğinde,
Kızıl güneş batmak üzereydi…
Ayrılığın hüzünlü çanları,
Sarı güneş keskinleşen yüzüyle,
El değmemiş yerlere,
Simasız hedefliyor,
Sanki cellat gelmiş.
Öyle diyor karanlığın yarasaları,
Hiç korkmadan devleşiyor,
Bir sevda ülkesinde,
Özgürlük yürek ister.
İşçi tulumlarında,
Özgürlük yürümek ister…
Bir sevda ülkesinde,
Bulutlar kararmış,yıldızlar çekilmiş
Havada yağmur kokusu var.
Dilek ağaçlarında salınır,
Bütün umutlarım yar.
Hasret yumağında sitemdir dertlerim,
Yürek sabırda isyandadır gözlerim.
Ey gözleri karam,
O kaşları keman sevgili,
Ey gönlümde yaşayan,
Yüreğimin uçsuz bucaksız feri,
Gel ki etrafında dolanayım.
Ey benim kara sevdam,
Yaram büyük huyum serin,
Ben ağlarım derin derin,
Gelin niye ağlamıyon?
Yatan yiğit senin erin.
Söyle niye ağlamıyon?
Ceyhan'dan yılankale’ye yorgun argın çıkınca,
Yukardan Çukurova’ya yükseklerden bakınca,
Güneş doğusundan gelip batısından akınca,
Ceyhanbekirli’de aman yar güzeli görmeli.
Güneyde kamışlı höyük boynunu da bükünce,
Asılları Türkmendir beğdilidir boyları,
Aslandan yüreklidir Ceritlinin soyları,
Irmak dibi köyleri ne güzeldir huyları,
Bugün kına gecesi yarın düğünümüz var.
Terlemiş silin kele kaşların arasını,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!