Ağzı kesilmiş kollarımın
Dermanı yok kelimeler
Ve duyulmaz seslerden yapıldım.
Ne yana döndüm, vurdu beni içimdeki çığlık.
Hangi ata atlayıp gittimse bu denizlerden,
Asası kaldı Musa’nın başım üstünde.
Sarı saçlı gemiler geçer limandan
Aklıma gelince sesi sevdanın.
Bir sen olurum kendimde
Bir de alabildiğine gizem.
Yağmur yağar aklıma gelirken ötesi aşkın.
Kendi yağmurlarım olurum.
Mağrur acılar çekmekle övünenler size,
Yıkılmış dünyalar vereceğim.
Oyuncaksız kalacaksınız bundan sonra.
Gidenlerin ardından sallayacak mendilleri,
Bırakıyorum acısı kendinden büyük karıncalara.
İçine koyduğunuz hüzünle yaşadı evler.
Burunları kızarmış çocuklar geçiyor sokaktan,
Babam,
ellerinde narçiçekleri uzatıyor anneme.
Ben,
çocukların çelimsiz adımlarında
Yürüyüş provaları yaparken yeni ayakkabılarımla..
Söz bitti!
Artık bu deruni yerde
Konuşmaklar nicedir yakışmaz kimselere.
Kaldı her yamaçta birkaç sağır kelime,
Tamamlanmamış cümleler kalır,
Ağır …
Soğuk kış günleri anacak beni.
Kaldığında çaresiz ellerinle.
İçin ürperirken,it hırıltılarıyla.
Soğuk kış günleri anacak beni
Duyamadığın sözleri hatırlayınca.
Eski bir şamdan durur,
Odamın köşesinde.
Sensizlik acılarıyla titrerken alevi,
İçimde birikir mumların balı.
Yakamıyorum mumu
Ateştir dizelerim.
Yanmaya hazır olun.
Yanmak sizin işiniz değil bunca kötülük içinde
Alın ısmarlamadır bu hayat hikayesi,
Sizin de belki olur küçük bir avuntunuz.
Beni bıraktığın gün
İki eli kırıktır Ali’nin.
Ali ki bilirsin yağmurun oğlu..
Bin ömür yaşadım.
Say ki durmuştu zaman.
Yüreğinden Mavera’yı gördüğüm an.
Kim demiş olmaz aşkın elleri
Her sabah uyandığında.
Kim uzatır resimleri…
Rüyalarımda bir film gibi
Adını ölümden yukarıya taşıdığında ayrılığın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!