Gittiğin o gün,
Varlık ve yokluklar ötesindeydim.
Haydi dedim yüreğim
Yürüyelim sokağından
Bir de sen bak camlarına.
Dola kollarını,
Dolanmak denen esarete mahkum bedenime.
Ruhumun yalvarışlarıyla çağırdığım hayalin
Dola kollarını.
Ötede boynu bükük duran çocuklar gibi,
Bir gün yağmurlar da utanır,
Rüzgar geçmez olur bu handan,
Şimdi anlıyorum dağdağasını..
Mevsimsiz işlenmiş günahlarımın.
Sen alıp eline hayatı öyle umarsız,
Gözleri sulara düşmüş ceylanlar gölgesindeyim.
Ağladığında
Tutulabilecek kadar yakınken anne memesi
O asırlık çocuğa…
Gözleri sulara düşmüş ceylanlar gölgesindeyim.
Uzanamıyorum
Kaderi elinde kaplumbağa gibi
Bu yokuşu çıkayım
Ötesinde sabahlar yok şehirlerin
Senin olmadığın şehirlerde sabahlayayım
Uzun yollar yürüyeyim
O mazbut sevda ülkesine
Bakırcılar çarşısında dövülür,
Kalbimin yontulmamış yanları.
Bakırcıların en çirkin levhasıyım,
Dövemedim işte kendi sevdamı.
Uzun çarşılardan geçer,
Hengameli yangınlardan geçtim.
yanmaksa bildim.
ateş oldu beni sana bağışlayan.
vuslatı yaktım, bildim.
Elleriyle düşündü kaplumbağalar.
Nisanda yağmur yağarken şehre
Damla seslerinde seni aradım.
Göçmen kuşlar göç eylerken öteye
Berilerde boynu bükük ağladım.
İçimde birikirken hasretler
Sevmeyenler size bir kor olsun..
Benimde yarım kalmış bu yürek eserlerim.
Dilerim
Aysız gecelerde yaksın sizi.
İçinizde sönsün, mutluluk ışıkları.
Dilerim kan olsun döktüğünüz yaşlar.
Elveda gemiler ülkesi.
Vakti dolmuş her yaşam.
Artık kutsaldır bütün zamanlar bana.
Ellerimi kırdım.
Vaktiyle sardığım hayatın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!