Her sağanakta damlalar
Soğuk oklar gibi yorgun bedenime saplanıyor
Rüzgar yakıyor görünmez bir ateş gibi kirpiklerimi
Gözbebeklerimi gözyaşlarımda gizlice haşlıyor
Çivi gibi çakıyor her saniyeyi zaman
Şu üç günlük dünya hep mi yalancı
Yine de sırdaşı sen satma dostum
Dostluğu kaybetmek her şeyden acı
Sözümü yabana gel atma dostum
Yükümüzü omuz omuza taşıdık
Bir ömür geçti ah ile bir defa gülmedi yüzüm
Dert ile solan dalımda bülbül ötmez mi felek
Her yaşımda yaşlanıyor huzur görmeyen gözüm
Bitti bitecek ömrümde keder bitmez mi felek
Felek felek getirdiğin dertler gitmez mi felek
Beni korkutuyorsun
Yalnızlıktan ürken çocuğun
Karanlık hapsindeki telaşı sarar beni yokluğunda
Her sessiz tebessümünde
Cennete açılan kapıdan esen rüzgar gibi
Savuruyor beni maziye ucu saçlarının
Derin uçurum dibindeki dipsiz bir kuyudayım seni özlerim
Işıldayan yıldızlarını görmeyi bekler oysa yaslı gözlerim
Ah güzelliği imkansızlığının ölçüsüyle yarışan güzel
Yaslı yaşlı ve kanlı gözlerle yolunu gözlerim
Sevda rüzgarından hastalanmışsın
Aşk ilinden esmen gönlüm çok mu zor
Feleğin elinden yaralanmışsın
Kaderine küsmen gönlüm çok mu zor
Kırık dökük geçmiş gelecek ezik
Mor dağların ıslak menekşesine
Güneşin değmesi gibi gülüşün
Rüzgarın eşliği gül gülüşüne
Dalları eğmesi gibi gülüşün
Sen güldüğün zaman yaz bahar gelir
Toprağını sevmiş yasemin gibi
Rengarenk capcanlı berrak gülüşün
Güya ıssız çölde bir ağaç dibi
Kuru dalda yeşil yaprak gülüşün
Ayırma gönlümden baharı sakın
Sana rüzgârlarla haber salar
Yüreğindeki tomurcuğa nem serper
Ufka çiviler bekleyenin gözlerini
Haziran bu avuçlarıyla sular ümitler
Bebeklerin ayağı yere basıversin diye
Bulama elini kanlı gönlüme
Derdime derman yok benim hemşire
Çare yok dünyada erken ölüme
Ruhsuz beden gibi tenim hemşire
Kar beyaz ellerin karalanmasın
sevgili dostum bende yazıyorum nacizane senin şiirlerini de okudum ve okurken bir çoğundan keyf aldım yüreğine sağlık şiirlerini imini kullanarak pay yapacağım