Boğulmam işten bile değil
Denizinde çırpınıyorum
Yüzünün yüzünde yüzemiyorum
Derinlerine çekiyor beni bakışların
Kılıçbalığı sanki gamzelerin
Bu dünyanın hali nedir
Gelen ağlar giden ağlar
Doğan da bir ölen de bir
Gelen ağlar giden ağlar
Kimi zengin kimi yoksul
Dallar yeşersin diye toprağa düşenlere…
Yüzüme değme dur sataşma rüzgâr
Birikmiş gözümde kara bulutlar
Doğmasın o güneş kuşlar ötmesin
Yarım asır sanki geçen her bir gün
Geceyi yenecek seher eminiz
Nişanlandı zafer yarınlar düğün
Rüzgarla gelecek bahar eminiz
Günbegün arttı hep gecekondular
Güzeller güzeli incecik belli
Korktum soramadım yaşını senin
Çift çift yaratır Hak sen teksin belli
Kimseler göremez eşini senin
Neden ince boynun böyle bükülür
Sönmüş bir yangındı sanki gökyüzü
Gitgide ufalıyordu yıldızların közü
Yarım ay sönmek üzere olan son cılız alevdi
Bulut parçalanmış karamsar bir devdi
Ben rüzgarları nasıl sevdiysem
Seni öyle sevdim Lodos’u sevdiğim gibi
Hasretinden kuruyan yanağıma değmeni
Mecalim yok savrulmaya ardında ama
Esip gönlüme bahar getir getirmeni sevdim
Yeşerttiğin yapraklar kadar sevdim ben seni
Seni tanımadan önce
Güzelliğin ne olduğunu bildiğimi sanırdım
Sana ne benziyorsa güzel oymuş
Bunu anladım seni tanıyınca
Seni tanımadan önce
Sen benim ışığımsın
Sende filizleniyor heyecanım ruhum
Çiğ tanesisin gülde
Papatyada fal
Gölgede kalanlar cılız ve sönük kalıyor
Sadece tebessüm et yeter bana
İnan her işkence zulüm vız gelir
Bedenim can bulur bakınca sana
Sen güldükçe bana ölüm vız gelir
Coşar yağmur açar açmaz güneşim
sevgili dostum bende yazıyorum nacizane senin şiirlerini de okudum ve okurken bir çoğundan keyf aldım yüreğine sağlık şiirlerini imini kullanarak pay yapacağım