Tepeden tırnağa eski mitlerden arındırılmış
Bir şiir yazdım, nakışlarla kaplı bir ceket.
Lakin, aptallar anladı onu, yerkürenin gözüyle gördüler,
Sanki daha önce bitirmiş gibi.
Ey şiir, bırak onlar da gelsin.
Çünkü, çırılçıplak yürürken cesaretten fazlası vardır.
Bir İrlandalı pilot ölümünü görüyor
Biliyorum yazgımla karşılaşacağım
Bulutların arasında bir yerde ötede;
Çarpıştıklarım nefret etmiyorum onlardan,
Savunduklarım sevmiyorum onları;
Benim ülkem Kiltartan Cross,
Bilinmeyen bir yerde ölündüğünü düşledim
Tanıdık ellerden uzakta;
Ve onun yüzüne çivilediler tabutu,
Bu toprakların köylüleri,
O yalnızlığın içinde onu bırakmaktan şaşkın,
Ve iki tahta parçasından yaptıkları bir haçı
''Nedir bu yaptığın,
böylesine güzel ve parlak? ''
''Kederin Örtüsüdür
yaptığım;
Ne kadarda hoş
Gel,vızılda etrafımda
delişmen ayyaş,
dans et benimle,
ne kadar doymuş olsamda,
ayık bir adamım ben.
Eğer tekrar geldiysen şehre,
sıska gölge
kendi anıtını izle yada
(acaba işçilerin parası ödendimi?)
arzunca gününü gün et,
yinede denizin tuzlu nefesini,
Ağaçlar güz güzellliğinde,
Korunun yolları kuru,
Ekim’in alacakaranlığında
Duru bir göğü yansıtıyor sular;
Taşların üzerinden akan sularda
Elli dokuz kuğu.
Eğer varsa hala,
erkekliğin bir onuru,
şarap getir ve dans et.
Eğer taze ise hala,
getir bütün gülleri.
Çağlayan tüter
Ah,narin Ebedi Sesler!
Durulun!
Gidin gök katlarının
kapılarına,
ve dolaşsınlar
verdiğiniz hükümle.
Arılar yuva yapıyor sıvası dökülen
Duvarın çatlaklarında ve oraya
Çerçöp ve sinek getiriyor kuşların anaları.
Duvarımın sıvaları dökülüyor, bal arıları,
Gelin, sığırcığın boş yuvasında kendi yuvanızı yapın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!