Postacı kapıyı iki kere çaldı,
‘’ Size telgraf var,
‘’ Şuraya bir imza lütfen’’
Dedim ki, ‘’Yahu tarihe karışmadı mı telgraf? ’
Neyse senet değil ya, bastım imzayı, aldım...
"Kaza nasıl oldu? anlat ’’
"Şimdi, şöyle oldu hakim amca,
Yani şimdi dediysem, şimdi olmadı,
Uzun bir mevzu...
Anlatayım anlatmasına da,
Ben meçhul bir zamanın çok bilinmeyenli devr-i alemlerinin birinde, ismi lazım olmayan bir şehrin herhangi bir hastanesinde gözlerimi dünyaya açtığımda yanımda ilk seni görebilme ve ilk sana tebessüm edebilme olasılığını düşündüm.
Ya da aynı mahallenin aynı sokağında altlı-üstlü oturabilme, birlikte yakan top veya saklambaç oynayabilme ve aynı okulun aynı sınıfında yan yana olabilme olasılığını da.
Ben yitik sevdalar ülkesinin engebeli ve tozlu yollarında, kayıp bir şehre doğru yol alan şehirlerarası otobüs yolculuğunda birlikte seyahat edebilme olasılığını da düşündüm.
Yalnızdık,
Etrafta kimsecikler yoktu,
Gözleri dikkatimi çekti,
Daha önceleri gözlerine hiç bu kadar,
Dikkatlice bakmamıştım,
Körlüğüme ver...
Senin gözlerin yeşil,
Parklar, bahçeler,ağaçlar,çimenler,
Yalancının mumu hala yanıyorsa,
Şaklabanlar ortalıkta cirit atıyorsa
Üç kuruşa adam satılıyorsa
Bu oyunu bozmanın zamanıdır şimdi
Fetbaz cambaz hala meydandaysa
Sevmelerin şiddeti nerelerde başlar?
Ölçekleri kaçtır bu depremlerin?
Hüngür hüngür kimleri ağlatır?
Nerelere dökülür?
Zamansız yağan yağmur taneleri...
NERELERDESİN?
Bana şiir yazdıran güzel kadın,
Bir dua gibi, dilimdedir adın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!