Adını her duyduğumda,
Ayaklarım birbirine dolanır durur da,
Dağ, bayır aşağı değil,düz yolda düşerim,
Nur yüzlü bir derviş ararım, yardım etsin, ama nafile,
Demirden kazıklar çakılır,
Prangalar vurulur ayaklarıma,
Aşkımı er kişi niyetine dua belleyip,
Musalla taşına yatırmadan önce,
Canımın içine ince ince,
İğne oyası işler gibi yazmışım…
-ki anamdan bilirim,
Gece, gündüz demez,
Sanki bir yük vagonu üstümden geçmiş de,
Tonlarca ağırlığını bende bırakıp,
Ardına bile bakmadan yoluna devam etmiş,
Başım bana felaket ağır geldikçe,
O benim düşmanım oldu,
Ben onun yabancısı.
Ah be üstat!
Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!
Biz şimdi, bu koca deryada,
Tek başımıza ne halt edeceğiz?
Senden ayrılacağımızı sanma,
Bir kaç güne kalmaz, biz de geliriz!
Gözlerin diyorum,
Meşhut cürümlerin bir numaralı faili,
Meçhul cinayetlerin en azılı,
En acımasız katili,
Teşbihteki hatanın en yumuşak üslubuyla
Azmettiricisi, tetikçisi.
Gün gelir her şey tersine döner,
O muhteşem sihirli büyüler bir anda bozulur,
Güzel, mutlu günler hafızalarda,
Tebessümler anılarda, fotoğraflarda kalır.
Sabah doğan güneş,
Bir kez doğmuştum,
Sayende bin kez öldüm.
Öldüm, öldüm dirildim.
Her bir dirilmede, yarama tuz bastım.
Çürüdüm,lakin sevgin çürümedi gönlümde.
Şimdi benimle beraber sen de çürümeliydin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!