Bugün yazmak hiç gelmedi içimden…
Ama yazmaları başkalarına da bırakmak olmazdı…
Aslında vardı benim her zamanki gibi
Yazmaya değer olan birkaç şeyim
Olmadı gözüm yine olmadı yansıtamadım seni.
Vurdu pencereme yine isyancı rüzgarın sesi
Zihnim bulandı dağıldı kafam…
Yine isyanlarda buldum kendimi
Martılar bağır aşarak uçuyorlar denizin üstünde
Güvercinler ise, simit peşinde
İnsanlar, yorgunlukla oturuyor banklar üstüne
Bir tek sen yoksun ela gözlerinle
Bak yine dağıttın beni
Hayır gözlerimin altındaki kırşıklıklar seninle alâkalı değil!
Aç kafesimin penceresini...
Rüzgârlarla savrulmalıyım
Bırak uçmalıyım
Hafif uçuktu benzin
Sık, uzun kirpiklerin, elmacık kemiklerinin üzerine…
Düşmüştü gölge gölge…
Sanki elmacık kemiklerinde koşturan…
Fatih’in atlarıydı…
ULAN…
Sen… Sen bir kemandan çıkan yorulmuş bir ezgiydin
Yıllanmıştın, solmuştu tenime dokunmayan tenin
Tenine uçmuştu siyah kargalar, üstüne konmuştu belki de akbabalar!
Belki de gençliğin verdiği sevinçle inletmiştin sokakları
Seni göklere işleyemedim
Herkes, kaldırdığında başını…
Görmeliydi seni bulut nüshalarında
Ve dalgalanmalıydın sen semalarda…
Bu yüzden bozuk moralim
Onu aldın Tanrım ne farketti?
Bir anneden doğan, yine başka bir anneydi...
...
Ve neydi ömür dediğin
Yürek çırpışları içinde bir çift kanat
Ve gecenin kifayetinde
Bir tek gövdeden mürekkep? ..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!