Bıktım artık kendi içimde kaybolmaktan
Kendimi bir yerlerde aramaktan, ruhumun kolundan tutup da …
Azarlamaktan bıktım. Tokatlamaktan Ruhumu…
Kızartmaktan, kıpkırmızı yanağını… kanatmaktan bıktım…
İmgelemi tartışıyoruz
kopuk kopuk dizeler okurken birbirimize:
'Bu aşk burada biter...'
'Aşka gönül ile düşersen yanarsın...'
'Hava kurşun gibi ağır...'
Köşeyi tutan leylak kokusu
İsyancı gemilerin, sığındığı...
Hayata küskün bir gökyüzünün altında
Yosun sarmış bir taşım ben...
Yüreğimin penceresinden beyaz bir güvercin uçtu,
Minik kanatlarından bir tüy düştü yüreğimin kıyısına
Yüreğim bir deniz, yüreğim bir kumsal…
Aldı tüyü, götürdü sonsuzluğa
YAKARIM
Bilmem ki bu beden beni ne kadar daha taşır
Puslu bir soğuk gecede gidişini izlemeye
Adını yazarken sonsuzluk defterime…
Dayanabilir miyim? Bilmiyorum…
I
Bölüyorduk, bölüşüyorduk...
Şaşkınca bakıyordu bir çift göz ekmeğimize...
Gözleri, penceremizin beyaz demirlerini deliyordu
Ve çıplak ayakları dalga dalga...
Yaz kızım…
Sanığın…
T.C.K’nın
… maddesi, …. Fırkasına göre
80 yıl ağırlaştırılmış müebbet’ine
Oy birliğiyle…
Gebe kalmışlığım, geçen sabahtan...
Bu memeden dökülen süt kristal siluetine...
Utanırsan çocuk
Mahremiyetin, masumiyetindir...
Parçalanmış bedenler
Buğulanmış asfalt
Ve gecenin kifayeti
Karanlığında;
Üzerindeki kanlar…
Kurumamış hâlâ
Geçtim yine eski, ıslak kaldırımlardan
Loş sokaklarda insanlar yürüyor.
Sanki, ay giymiş beyaz bir kaftan
Kimse ölümü düşünmüyor!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!