Bir sarı kalemin vardı 17'li yaşlarında
Neler yazdın, döktün derdini bembeyaz kağıtlara
Hiç yaşayanmayacağını bildiğin anılara
Sabahın 4'lerinde meze ettin gözlerini
Bende bir insanım çektim ayrılığın acısını
Bir uzun yolculuktayım
Bitesi yok bu yolun değiştirmek mı lazım?
Bir dağın yamacındayım
Hep aynı yere bakıyor, yardan atlamak mı lazım?
Kimseye anlatamadım derdimi
Aldanma sakın ha bu manzaraya
Yıkılalı çok oldu bu şehir
Şimdi içimdeki viraneler korkutur seni
Bilmiyorsan, bilme ne istediğim aklımdan değil
Yazsam da yazı, değiştirmiyor bu yazı
Babaya hasımlık olur mu?
Yapma Alp Han.
Baba evlatsız durur mu?
Etme Alp Han.
&
Liseden dostum, işime gelince abi.
Yanmıyor diye tasalandığın,
O sokak lambasını,
Çok ışıtıyor diye,
Bir gece anlık sinirle,
En parlak anında patlattım.
&
Arap, Kürt, Alevi, Türk...
Farklı milletler farklı milliyet.
Tabelalarına yazarken başka dil,
Hala bizim misin Antep?
&
Sözde sığınmacılar kuyumcu açmış,
Yıllar oldu sen bu diyardan göçeli
Ufaktım hatırlamıyorum muhabbetini
Sazında inleyen sırma teliyle
"Deli Bekir eşeğine çüş dedi duydunuz mu?" Dedi Gurbeti
Boyun kısaymış, asaletin uzun
Kalemin asileşti son günlerde
Aklım hala o günlerde
İz arama izler derinlerde
Nereye koydun beni deli sevdam
Deliliğim sevdamdan bunu bilesin
Size aşkı anlatamam
Sevdayı sorun bana
Kara camı parlatamam
Kırma demeyin bana
Benden bahsetmeyin ona
Tabiatta sıcak bir yaz gecesiydi.
Her şeyi örttüğünü zannediyordu karanlık.
Orman eşrafının kral ilan ettiği,
O kudretli aslanın korunma görevini,
Diğer aslanlar üstlenmişti.
Görevi: diğer ormanların şerrinden,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!