ayaklarımı yerden kesiyor gülümseyişinin esintisi...
nerede unutmuştum sağ yanağındaki benini...
gel sevdiğim
denizin üstünde tamamlayalım aşkımızın son nefesini...
belkide bir yıldızı yerinden oynatır
yeniden aşkı dileriz...
Bi yan yana gelsek…
Ayrılmak istemeyeceksin,
Ellerin ellerime varmak isteyecek,
Gözlerin gözlerime…
ne yana dönsen beni gördüğünü sanacak beynin...
beynin bile benden yana olacak…
tarif edılmez gullerin kokusuydu sesin...
kulaklarım adımlarına hasret sadece bakakalırdı
sokaklarına...
genel bir can sıkıntısıydı bu belkıde yalnızlıgın sokaklarında hukum surdugu
köşeden masmavi gülüşün çıkagelse
ardından sen...
sensiz
yaşam nedir bilir misin kadınım?
yaşam;
sadece nefes almaktan ibarettir...
sensiz
mutluluk nedir bilir misin kadınım?
sevmek üç maymunu oynamakmış hem de hiç durmayasıya...
sevdana kavuşmak ise adımlarının birbirini takip edip...
belki de
kimi zaman hatalara yürümekmiş...
adı mutluluk olan yüreğimin sahibine...
öyle çok yanlış yaptım ki
öylece, bile bile
bazen kendim bile şaşırdım bu yanlışlıklarıma...
şu hayatımda
kötü olan bir şey sevmedim...
ben sevdim...
SADECE SEVDİM...
onlar
KÖTÜ oldular...
gelip geçici insanlar vardır hayatımızda
öyle sıradan
ne isimleri dudaklarımızdadır
ne de suretleri aklımızda...
birde
Oturmuş sakinleşmeye çalışırken daha da çok sinirlendiğini düşündü çocuk daha çok kin duyuyordu onun bu duruma gelmesini sağlayan ve ona çanak tutan kişiye…içinde onu içten içe kemiren bir duygu vardı…neden diyordu? neden bunlar oldu? Ve neden engel olmadı yanında durmaya ant içtiği kişi? neden benim yanımda durmaya ant içen kişi gözgöre göre incinmeme, yaralanmama ve üzülmeme izin veriyor ve buna çanak tutuyor üstüne üstlük birde üzülmeme gülüşleri ile eşlik ediyordu umursamazca diye düşünüyordu…
Tüm yaşadıklarının daha önceden tasarlanmış bir plan olduğunu düşünüyordu…ayrıntıları yan yana getirince bu fikrinde haklı olduğunu anladı. Çünkü durduk yere onun üzüleceği şeylerin ortaya çıkmasını gerektirecek bir şey yoktu ve eğer bunlar gün yüzüne çıkıyorsa hem de çok alakasız bir ortamda elbette bunu ortaya çıkaranlar kafalarında bir şeyler planlamışlardı…ve bilmediği bir şeyler vardı…her şeyden habersiz günahın ortasında kalmıştı…
Bunu tasarlayanlar istedikleri şeyi elde etmişlerdi…artık içi içini yiyordu durduk yere hiçbir zaman yaşamak istemediği şeylerle zorla ve yanında durmaya ant eden kişinin de yardımıyla yaşamaya zorlandı…içinde umutsuzluk kol geziyordu…
Umutsuzluk geziniyordu uluorta hem de her adımında canını öyle tarif edilmez bir şekilde yakarcasına…
Lanetler yağdırıyordu içten içe onu hiçte hak etmediği şekilde bu durumla karşı karşıya bırakanlara…
Yatağına bile uzanmak istemiyordu çünkü onun için bir anlamı yoktu şu an için hiçbirşeyin…ruhunu buralardan alıp uzaklaşmak istiyordu…korunacak bir liman arıyordu üzülmesi için ellerinden geldikleri kadar zorlayıp üzenlerden uzaklaşmak adına…bir liman sadece kendi ruhunu bağlayıp dinginleşeceği…hiçbir rüzgarın esmediği, hiçbir geminin uğrak noktasında olmayan, dalgaların kıyısına vurmayı unuttuğu bir liman…baştan aşağı mavi bir liman…maviliğinde kaybolmanın her şeyi kaybedeceği bir liman…
bugün bedenin bir yaş,
ruhumsa on yaş yaşlandığı gün.
bugün doğum günüm.
mutsuzluğun cirit attığı,
yalnızlığın viran ettiği ruhum
doğumgünümde sensiz geçen her saniyenin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!