Bir sonbahar sabahıydı...
Ağaçlar saçlarını sallardı sessizce,
Ruha işlerdi cezbeden güzelliği.
Konuşunca düşen o sarı yapraklar,
Etrafta dolaşan buruk bir türkü,
Yüreği ısıtan keskin bakışlar,
Seni sevdim,
Besteler şarkı olmadan
O sessiz çığlıklarımda
Son nota olarak
Sevdim.
Bugün ya da yarın ne farkeder
Sevdam bir barut fıçısı, derbeder
Yaslar uzun sürmez derler
Her gün her gün her gün neden...
Sol yanıma koydum resmini
İlk günün şarkıları çalıyor etrafta,
Gün doğarken dolanıyor koynunda,
Bir gün gelir mi diye düşünürken,
Belki karşısına çıkar o saflığıyla.
Aşkın körelmemiş yanlarını,
Göğe bakalım,
Nice ışıklar saçılı orada,
Yanıp kavrulan aşkımız gibi.
Göğe bakalım,
Umut getiren yarınlar gibi,
Nice insanlar saçılı orada.
Yine gözlerim dalıyor seni düşünüyorum,
Deniz kıyısına vurmuş gözyaşlarımı unutma.
Bir gün dalıp kendini unutursan eğer
Aşka baktığımı unutma.
Eskimiş kitapların kapağı gibi ayrılığımız
Kara kaplı unutmak gecesi geldiğinde,
Yalanlar, gerçekleri gizlemek için ortaya çıkmıştır.
İstikameti yalnızlık olan sarmaşıklar etrafı sardığında,
Şimdi, sözcükler tek taraflı bir ayna gibidir.
Susman en büyük hata olur,
Yüzünü görmemek bir günah gibidir
Senin evin gibi değil gideceğim yerler
Tut elimden götür bizi ayrılığından öteye
Issızlaşsın sensiz geçen her yerler,
Hiç anlamayacak mı beni
Hiç sevmeyecek mi beni.
Bilemem, ne zaman geçer bu yara,
Ne kadar sürecek karanlık rüyalar,
Gün doğarken baktığımda dışarı,
Bir yanım seni ister,
Bir yanım uzaklaşır usulca.
Anıları durdurup bakardım, günlerce
Kumlu yollarını gözlerdim, sinsice
Belki bir gün gelirsin diye,
Bucak bucak arardım seni, delice.
Değersiz kılınan eski dostluğumuzu,
Vefasız bu ayrılığımızı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!