Yağmurlar yarışırdı gözyaşlarımla...
Zamana yenik düştüm,
Ağa takılmış balık gibi güçsüzdüm.
Ayaklarım artık hayallerime yürüyemiyor,
Dağların arkasındaki yâre gidemiyor.
Sözlerimin eskisi gibi rağbeti yoktur,
Çünkü bir kahpe uğruna Ayımı kararttım.
Gerçekler yerine bir arsıza kandım,
Bu masada her şey var dostlar...
Dostluk var, dosttan namert,
Sohbet var, kumdan sözlerden ibaret,
Aşk var, yalandan öte kıyamet,
Ayrılık var, gidişi bir işaret,
Sen var, yedi düvele mazeret,
Şimdi dünyanın en mutlu insanı olalım.
Gözbebeğinde büyüsün o mutluluğumuz.
Etrafımızda kelebekler uçuşsun,
Hiç yoktan çıksın o kelebekler.
Yarım bakma Ay yüzlüm kıskanırlar,
Yarim bakma ayrılığa kaybolurlar,
Yerim yurdum oldun gitmeden evvel toz kondururlar,
Yetim acılarımı bilmezdin ne sordururlar.
Yanım bilmez söyletirler, sensizlik nedir,
Bu aylarda Ağustos olur her günüm,
Ve sen doğmuşsundur, gül gülüm.
Yanında değilsem ne farkeder,
Benim için ha ölüm, ha zulüm.
Sonbaharı erken getiren sevdiğim,
Yine derin düşünceler içerisindeyim.
Yolun sonu görünüyor,
Uçuruma gidiyor gibiyim.
Yine çılgın duygular içerisindeyim.
Derin bir denizin suyu çekiliyor,
Çocuğumuz senin güzelliğinde
Yüzü sana benzer dili bana,
Yükü bize benzemesin de,
Kalbi sana benzer aşkı bana.
Ben nasıl bir derdin içerisindeyim,
Kimlerin, hangi yüreklerin ellerindeyim,
Bölüşülemeyen ne kadar acı vardı ki
Bu kadar çok mutsuzluğu dile getirmekteyim.
Ben nasıl bir güzelin uğrundayım,
Saatlerle ölçülüyordu bizim aşkımız.
Dakikalar tükendiğinde
Saniyelere hasret kalmıştık.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!