Böyle mi karşılayacaktın beni
Bakışların böyle mi olacktı
Ne ummuş ne düşünmüştüm? Hani
O şaheser gözlerin dolacaktı
Neler vadetmiştin bana giderken
Ne zaman elime bir kalem alsam
Sana seslenmek geliyor içimden
Güzelliğini hatırlıyorum bir yaz günü
Yine gemiler geçiyor uzaklardan
Biz yosun kokulu rıhtımlarda el ele
Şehirlerden İstanbul,aylardan temmuz
-1-
Biz şimdi seninle bitişiğiz sözüm ona
Bir vahşi hayvan sesleniyor içimizden
Gözlerini avucumda buluyorum aradığımda
Sonra dudakların, küçük, öptükçe güzelleşen
Günahım, vebalimdin
Kızımdın kimi zaman
Kız kardeşim
Yada sevgilimdin
Hiç bir şeyim değildin
Belki de her şeyimdin
Yaklaşan ayak sesleridir aksamın
Seraktan çıkmış bu uzun yolculuğa
Bir gelen var uzaktan soluk soluğa
Kapkara gözleri hüzünlü ve dalgın
Aksam, rüyalarımıza giren o esmer kadın
Başladı bir amansız çöküntüdür içimde
Bilmem, gün gün yer eden ölüm müdür içimde
Gündüz gece dinlemez durmadan zonklar başım
Koca adımlarıyla bir dev yürür içimde
sen unutulmuş bir adamsın
şu yarım milyonluk şehirde
gençligini bir deli rüzgar götürmüş
umutların kim bilir nerede
hangi sevgilinin kollarında kalmış
Toprak olmaz bende tenden başkası
Seni bunca sevmez benden başkası
Ölürsem sen ağlama arkamdan, yeter
Gelmesin kabrime senden başkası.
Yıl bin dokuz yüz kırk altı
Ankara'da Şükran lokantası,
Köşede bir masa
Masanın üstünde bir tabak
Tabakta marul salatası.
Bir sandalyede sen vardın
Alacakaranlıkda olsun ölümüm
Kısın lambaları kısın
Alın götürün umutlarmı
Kederim dünyada kalsın
Ümit Yaşar şairlerin en yeteneklisi birdaha böyle şair dünyaya gelmez
Şairin Liseyi bitirme tarihi olarak 1845 yazılmış, 1945 olacak, lütfen düzeltiniz.
Yüzbinlere ulaşan "Hürriyet"-"Kelebek" gazetesinin şiir köşesinde deneme ve şiirlerimi yayınlayan, aynı kentte farklı dönemlerde yaşadığımız Ümit Yaşar Oğuzcan üstadıma saygı ve rahmetle anarken, en çok okunan şairlerden biri olarak Türk şiirini sevdirme konusunda da önemli katkıları olduğunu anmak ...