Gariptir hayallerim, sen gibidir mesala,
Mevsimimiz yaz da olsa, gel gidelim hazana.
Gökte şiirler yazalım, yere düşen yaprağa.
Bilmem ki nasıl inandık! biz bu boktan masala.
Ne fazla su vereceksin güle ne az yoksa kurur kitabın arasına girmek için.
Belki içinden umut sözcükleri arar beynini yorar,
Belki bir aşk şiirinde ebedi uykuya dalar…
Bahardan kış gelmeden,
Yağmur can yakmadan,
Kaldırımlar değişmeden,
Rüzgâr kokunu çalmadan,
Gel…
Kalk gidelim buralardan sevgili
Kalk gidelim
Derinlerde bir yerlerde biraz türkü mırıldanarak dudak uçlarımızla
Uzanıp okyanusların gökyüzünden çaldığı mavilikleri doldurup avuç içlerimize gidelim…
Hani bir hatıra defterim olsa seni yazacağım tüm gün,
Sana git diyecek kadar gururlu değilim aslında
Sen beni var da gurursuz say...
Kilitli kapıya çivi olurum gerekirse
Gerekirse kapının ağzında ölümü bekleyen bir demet karanfil...
Sana git diyemem; bunu sen de bilirsin.
Dalıp kalmışım gideceğim derken
Gözlerine
Senin yurdunun güvercini değilse
Yol göstericim
Nereye gideceğim?
nasıl gideceğim?
Gözlerin kırpılmış,kirpiklerin bükülmüş uyuyorsun bulutların üzerinde.
Yeryüzü sana özlem, sana hasret vuslatın bıçağı ellerinde.
Dünyada en muazzam şey umut "o" gözlerinde...
Sensizliğimi bir göl kenarına bıraktım yoldaşı oldu kurbağalar.
Ne zaman ki bir damlan düşse yeryüzünün ıssız kumlarına açıverirdi en güzel zambaklar.
Bu sana yazacağım son şiir değil sevgilim
Ben seni sen olmadanda severim.
Geçip giderken hevessiz ömrüm
Ben seni aynı yerde bekleyeceğim
Damla damla akıp geçecek önümden zaman,
Seni meyler ağlar dururum,
Düşümde görür sever dururum,
Gözlerine bakar sızlar dururum,
Saçlarına bir toka olamam yârim.
Feryadım sana değil sensizliğe,
Bir hasret var içimde vuslatın kahpe düşmanı..
Ne dinler beni, ne geceyi, ne sabahı.
Düşünmez belki de bir daha olmayacak yarını.
Sen ah sen...
ellerinden gelen hançer ile yok ettin bu adamı...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!