Boynundan asıldı diye
Dar ağaçlarına kelimeler…
Ölü çocuklar gibi susmuştuk…
Anlamak yetmedi sürgünü,
Mahpus kıyısını, koğuş kapısını,
Hele ki zamansız düşmüşüm yola
Sağır bakışlar ortasında verdiğim mola
Suya aç, sılaya güç toprağın özü
Memleket kokar kerpiç evlerde oynayan
En kirli suratlı çocuğun yüzü…
Öfkemi gömdüm yüreğime...
Sevgimi gömdüm...
Umudu, umutsuzluğu,
Çokluğu...tekliği...
Heybesi çal kapı hüzün
Muğlak sancılar taşır gözesi
Hücresi mayın tarlası ateş
Dosta kardeş gövdesi, düşmana leş…
Hiç gitmemiş Ankara’ya
Şu edep konusuna takıldı kafam
Yavaş gel, arada bi duruvee gaari..
Anlattılar seni, 'çok bilen' mişsin
Sadakadır yüzüme gülüvee gaari…
Ben, ona dediydim sana ne oldu?
Göz aşımı bir düşte sahipsizdik
Göz yaşımı bu yüzden sakladım
Babamı vurdukları gün, bütün hane ağladı
Ben hiç ağlamadım…
Kırmızı bir entari giymişti annem
-I-
Oturmuş, kendimi arıyorum odanın ortasında.Pencereden sarkan şehrin
eğreti görüntüsünde ayak izlerimi, rüzgarın garip uğultusunda kim bilir kaç zaman öncesi yitirdiğim sesimi ve kirli sokak lambalarının altında usulca kaybolup giden gölgemi.
Uyku tutmaz geceler birikiyor yastığımın ucunda…Zaman mı öldürüyorum
-I-
Biraz da umut etmeli insan..Ne kadar yanıldıysam, o kadar yenildim demek, kilit vurmak yüreğine açılan bütün kapılara, duvarlara acının, sancının renginden küfredercesine resim çizmek, alabildiğine susmak öfkeye, kör kütük yalnızlığında akşamın..
Sonra durmak mola yerinde bu aşkın..Bir sigara yakmak efkarı duman..
İnadına gökyüzüne bakmak işte..Özlemek işte..Hatırlamak..Ağzında “mavi” bir düşün tadını duyumsamak, keyfine varırken yeniden başlamanın..
Hayatın acıtan yanını yaşayan herkese…
Öyle yorgunum ki göz kapaklarım tonlarca yükü sırtlamışçasına koca bedenimi ezmekle meşgul..Her saniye bacaklarımda ki direnç biraz daha azalıyor.. Kendini taşıyamıyor bedenim sanki..Dışarıda tabiri caizse yaprak kıpırdamıyor..Ne serseri ruhumun habercisi rüzgar, ne hüznümün sırdaşı yağmur sesi…“Çıt” yok…
Yine de uyumak istemiyorum..Tuhaf bir çelişkiyle karışık tedirginlik hali var üzerimde..Uyursam, acım dinecek sanıyorum..Omurgamın ortasından yayılan sıcaklık önce bir noktada toplanıyor..Onu çevreleyen kasların gerildiğini hissediyorum sonra..Yavaş, ama artan bir güçle o sıcaklığa doğru yöneliyorlar..İçlerinden bir kaçı kopsa belki bir anlık rahatlama hissi olacak, ama aksine…Kopmuyor, uzuyorlar..Köklerinin bu dayanılmaz güce karşı koyuşu canımı yakıyor, sıcaklık “ateşli bir kadın” kadar davetkar…Bir süre sonra bir noktada toplanmış olan sıcaklığın yer değiştirdiğini hissediyorum..
Hayır hayır..Yer değiştirmiyor, genişliyor..Buna bağlı olarak omurganın geçtiği yere bağlı olan diğer kaslarda harekete geçiyor..Yosma bir kadın pervasızlığında dans eden bu yanma hissi etrafında ki bütün kasları baştan çıkarıyor..Şimdi duyduğum acı birkaç kat daha arttı..Dolapta duran ağrı kesici yalvarırcasına bana bakıyor..Oysa ben, oralı bile değilim..Bu kez olmaz diyorum, bu kez kaçmak yok..
Bu gün gelmedin vermediğim saat,
Ve sözleşmediğimiz yere.....
Yaşanmamış bir aşkımız vardı,
Doğmamış çocuklarımıza inat,
Severken yaşamayı....
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!