Yosma hayaller sakla koynunda
Belki dönerim bir gün
Sana el bana bir ömre bedel şehrin
Bela kokan kuytusunda
Sen bana mahpus ben sana sürgün…
Öylesi düşer satırlara...
Şiir işte
Bir gidişte savrulur yokluğuna...
Hangi baharı yakıştırmalı yüzüne
Sesine katık olur nefesim,
Bir avuç yalnızlık doldururum cebime böyle zamanda..
Ve ordasındır bilirim,
Buğulu bir özleyişle bakar gözlerin,
Aynanın diğer tarafında..
Sus!
Dudaklarında kalsın gülüşüm
Sessizliğine göm beni, yüreğine
Say ki henüz uyanmadığın bir düş'üm..
Bir martı sesiyim Denizlere sevdalı
Bu aşk’ mı usta?
“Bu Aşk deli oğlan”
Öyleyse neden canım yanıyor?
İçim daralıyor, yüreğim usta, yüreğim…
Ben seni…
Dilimin dönmediği bir harfte
Tırnağımla Ağaç gövdesine yazdım
Elimin varmadığı uzaklardı dokunmak
Yoktun…
Nerde bu lanet silgi?
Az önce üzerindeydi masanın
Cebime mi koydum acaba?
Vakit dar! Kahretsin!
Soytarısı olduk zaman denen maskaranın...
İki şehir, bir yol etmiyor aramızda
İki dün, bir yarın…
Verilmiş bir kararın suçlusu gibi
Dalıp gidiyor gözlerimiz boşluğa
Garip bir sarhoşluğa düşerken yüreğimiz
Aslında yazacak çok şey vardı...Yaşanacak olana dair...
Söyleyecek çok söz kaldı dudağımın kenarında..
Canım çekti saçlarının kokusunu,ben sustum...
Ben sustum yağmur yağdı...
Ne sevdiğim sucuklu yumurtanın tadını arıyorum artık,
Yine geldin…....
Zamansız bir anda,
Beklentisiz bir akşamın kuytusuna sıkıştırarak gülümseyişini.
Bunca yıl soluk sayfalara dökülen hüzünlü şiirlerin,
Buruk hikayelerin satır aralarına yazdırarak özlenişini…
Ve hiç değişmeden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!