lebigül
üreğim esir menim, soluğum kesir benim
geleceksen gel gayrı,ömrüm telesir menim
bir ayrılık bir ölüm, eliyip yesir meni
ayrılık oddan yaman, alıptı yesir meni...
çok derinlerde gökyüzü yüreğin
uzanıp dokunamadığım...
ateş dilidir sözlerin yorgun yüreğime...
eşkıyayım ya
inmeye gözüm yemiyor düzüne
vuruldum her kezinde...
leyli göz
içimdeki kuyudan su çıkaracak gözlerin nerde
yoruldum yüreğimin cesedini bakraçlayan bakışlardan
gözlerimin dili çıktı cam da bakışlarına sulanmaktan
leyli göz
MAHSA AMİNİ
Karanlıktı elleri,
Karanlıktı zihinleri,
Karanlıktı ruhları,
Karanlıktı vicdanları...
Mavi ege düşmüş gözüm içine
Kaşım kanat çırpar komşu sahile
Anadolu geçmişini yad ile
Yakar yürek kıyar içim neyleyim
Elde olsa şu tarihi sileyim
MAYIS
aldı beni götürdüler asmaya
gözlerimden ışığımı kısmaya
yarınlardan umudumu kesmeye
memleketten umudumu kesmeye
Yazılama bir meçhulün alnına...
Ateşimizin çocuğuydu aşk...
uzun boylu hasret öğretmişti...
Elmas gözlerinin ışığı altına
çakmak taşı kıvılcımdı dudaklarımız..
çaktılar ve ateşten çocuk yaptık aşkı...
Men ölüm
ay menim gülüm,
hoş avazlı bülbülüm,
ay menim gülüm,
hoş avazlı bülbülüm,
Merdümgiriz
"Uzun dolaşık saçları ayışığında köpük köpük
gözçukurları uzak iki yıldız merdümgiriz"
Midye gibi insan kavkılarıda içi bomboş
Şöminede can çekişerek yanan odunlara bakıp
kanrengi gömleğimi çıkarıp şarap içiyorum.
sonum solum olmuş
hani gittin ya ne var bunda
hayata dair deme,
insana dair hiç deme
yaprakları dökmekle kalmamış
dibinden kesilen,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!