Sana geldim sona
sana geldim gül esmerim sona
yanmış, yıkılmış yürekle sana
sende yeryüzüdür anlam bulan
sey suların sonsuzluğu sana
sana geldim gül esmerim sona...
yanmış, yıkılmış yürekle sana...
sende yer yüzüdür anlam bulan...
ey suların sonsuzluğu sana...
bakışlarım demir atsın gözlerinin limanına...
bütün sabahlarım sende ağarsın,
SANAL BORSA
gözlerim gurbet edineli
başladı kanaması içimin
sanal ortamda yurt tutunca
değişim değeri arttı
Selvi dalı
serpil, gel ömrüme serpil!
tenim yanar efil efil.
su olup toprağım doyur,
yapraklansın yeşil yeşil.
ellerim sana davranırdı giderken,
omzundan kesilmiş gibi el olmaktan utanırdı,
ensenle gülümserken...
yüzüm yine kara çalı
bir tek göz yaşlarımı konduran
SEN HİÇ Mİ BAHAR GÖRMEDİN
yangın yangın bakışların,
saçların rüzgar rüzgar,
savur alevini yansın
gözlerine konan turnalar.
seninle herşey yanımda
çoğunda ağaçtan şirindir barı
dalda çiçek görsem sen ilk baharı
sen bir humar olsan bende bir arı
bende varsın cansın gün günden gayrı
iklim iklim dudaklarıma akasın ay şahrud'um
saçlarını sıvazlayan asi rüzgar kucaklasın getirsin seni kollarıma
serpilsin serinliğin şiddetli sızılarımın kovuklarına...
onca günahlarımı arıtsam billur bedeninin tazeliğinde
gece araladı mı sabahın ağır perdelerini,
karanlık sırtına geçirdiği vakit gümüş örtüyü,
Sesimin uçurumu
kırlangıçlar döndüler
çatım kurtuldu yeisten.
şenlik içinde saçaklar çığlık çığlık.
sesimin uçurumundan göçmüşlerdi,
Silah silaha gelir gibi göz göze geleceğiz.
tehdit görmediğin için korkacaksın,
kipriklerini mendil mendil sallayacaksın,
iç ezici ürkek gözlerinde...
Bir daha ışıklarına dökülmeyeceğim gözlerinin,
denizi seyretmek için kıyıya yığılıydı evler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!