1957 Ağustos’unun sıcacık esen rüzgarıyla düştüm bu ateşten yerkürenin üzerine. İlk hatıratım maviş gözlü meddah dedemin huysuzluklarıydı. Bana hikayeler anlatıp eğlemesiydi günün belirli saatlerinde. Ne olduysa maviş gözlerin kanıma girmesiyle oldu. İstanbul’un Kandilli’sinde sıcak yaz gecelerinden soğuk kış sabahlarına geçişlerle büyüdüm. Günler
ayları, aylar yılları kovaladı. Ben kolumun altında kitaplarımla tırmandım Kandilli Kız Lisesi’nin dik yokuşunu. Bu 4 seneden hatıra bir diz ağrım kaldı bir de nefis boğaz manzarası. O dönem ded ...
Sevgilim
Kartal kanatlı
Uçar
Durmadan uçar
Ayağı yerden kesilmez
Ama
İki bilinmeyenli bir denklemiz biz
Bir gün Aksaray üst geçidinde
Kalakalacağız
Birbirimize bakışlarımız
Yabancılara bakışlarımıza kesecek
Yüreklerimiz buz kesecek
Uç uç böceğim
Tanrı sana umut verecek
Uç uç böceğim
Aşk verecek huzur verecek
Uç uç böceğim
Kapıların tüm anahtarları sana sunulacak
Tekti
Gözlerinde bir manga asker
Cenk eder gibi
Top, tüfek, fişekti gözleri
Tekti
Yürüyüşünde kralların ölüm törenindeki ihtişamı
Canım,
Kaçık dahim
Şair tüccarım benim
Gençliğim, çocukluğum
Yaşadıklarım ve yaşayamadıklarımın
Kesişim kümesi
Uyuyorsun
Sabahlar oluyor
Saksıda çiçek
Bahçede köpek
Caddelerde insanlar
Soluyor
Durmadan birileriyle çekiştim
Sonra hoşgörü virüsünü kapıp
Arayı düzeltmek için çabaladıkça
Kendi kendimle çeliştim
Tülün Ceylan
Çocuk uykuya karşı direndi
Anne nefessiz konuşmaya başladığından beri
Çocuk uykuyu sevmezdi
Kımıltısız bir dünyada
Birden sallanıverdi oda
Küçük bir kızın
Ak
Akabildiğin çoşkunlukta
Ak
İnceltilmiş boya kıvamında
Ak
Sadece parlak renklerde gizlenmez yaşam
Seni hapsettiğim
Yerde mutlu olasın diye
Bak ne çok çalışıyorum
Önce ritm tutuyorum
Düm tak düm taka tak
Tak tak düm düm tak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!