Sıcak cesedine sarılmak kadar soğuktu
Seni sevmek!
Üzerine benzinler boşaltmak,
Yangına öylece koşmak kadar çılgınlıktı.
Güneş doğunca uykuya dalmak,
Batınca sana uyanmak kadar tutarsızlıktı.
Yıldızlar dökülür bakışlarında,
Saçların dolaşır ürkek ruhumda,
Bir şarkı çalıyor Arş-ı Âlâ’da,
Sonsuzluk nakşolur parmaklarından.
Gördüğüm düşlerin tek sırrı sensin,
Yalnızlık çökünce kuytu köşeme,
Sensizlik bir çığlık ürpertir teni.
Sorgusuz sualsiz gitmek neyime,
Aldığım her nefes soruyor seni.
Olmuyor ne desen gitmekle bitsen,
Kâğıtlara sordum yalan söyledi,
Gecede aradım seni gizledi,
Kalbimin içinde aşkın bir izdi,
Dayanılmaz oldu, söyle nerdesin.
Özlemek kolayda sabretmesi zor,
Gözüm yaşı akar gönül bağına,
Ne yârdan geçerim ne de sevdadan.
Ağıtlar yakarım hicran dağına,
Ne yârdan geçerim ne de sevdadan.
Yaşar mı içimde kopan çiçekler,
Bazen diyorum,
Altmışlı yıllarda yaşasaydım.
Nostalji düşen gecelerde,
Yapayalnız,
Seni düşünseydim.
Sanat müziği dinleseydim,
Kalbimde engeller düştüm yollara,
Yollarıma engelleri koyan kim?
Yaklaştıkça yakınına,
Benden uzaklara kaçan kim?
İçimdeki büyümeyen çocuğun,
16 mayıs,
Mayısların en bereketlisi,
Sabahların en aydını,
Gönlüme doğan güneş,
Cennet gülleri yağmış yüzüne,
Aşk…
Mavi düşler kuruyorum çocuk
Gözlerinde görüyorum gençliğimi
Ve mas mavi bir gelecek
Biriktiriyorum sana.
Sen altısında gonca
Ben dalları kurumuş çınar
Ve o son mısra;
Şiir bitti, şair öldü…
Tozlu raflar arasında kalmış bir şairim artık,
Kalemleri kırık, kalemleri küskün.
Beynimin arka sokaklarıdır meskenim,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!