Yük bindi gönlüme binlerce defa
Bırakıp her şeyi kaçmak istedim.
Olmayan mülkümü zerreler yapıp,
Dağıtıp boşluğa saçmak istedim…
Cendere misali sıkıyor hayat
Çalmasın kapımı postacı artık,
İstemem hiç kimse bilmesin beni.
Kalayım ben böyle, hep kalbi kırık,
En tenha köşeler söylesin beni …
'BABA” deyip önünde eğildiğimiz yeter!
Üvey olsaydın bile, böyle zulüm yapmazdın.
Öyle bir hale düştük, kölelikten bin beter,
Evladını sevseydin kör kuruşa tapmazdın…
Nedir bu yıllar yılı; ver… ver… ver… doymuyorsun.
Anadolu bozkırında bir kara çadır…
Uzaklarda koyunlar, kuzular
Hele babam bir kaval sesi ki
Yürek dayanmaz.
Elif’in bakışları bir kuru söğütte
Bir dert ki yalnızlık anlatılmaz.
Şükür Allah’ım şükür; hala çarpıyor kalbim
Aşkın ile ağlamak en büyük nimet bana..
Adını her fırsatta söylüyor artık dilim
Aşkın ile ağlamak en büyük nimet bana…
Varsam diyorum bir gün, sevgili peygambere,
Beklerim her gece bir meçhul yolda
Gelirsin ansızın gelirsin diye.
Her sabah dönerim bıkmadan başa,
Kim bilir, unutmaz seversin diye.
Bağdat’ta bombanın açtığı çukur
Mezarı olacak elbet bir gün zalimin.
Masuma sıkılan imansız kurşun
Sonunu getirecek elbet hainin…
Alevler saçsın ağzından, kan yağdırsın göklerden,
Gözlerden öğrenirim ben en gizli sırları
Dil sapsa da yalana, gözler yalan söylemez.
Gönül gözle belirler çizerken sınırları
Gözlerle dost olanlar sırr-ı dil nedir bilmez.
İstemem tez elden koş, gel sen bana
Cefanı çektikçe yansın bu gönül!
Hicranla pekleşsin gönlümün zarı
Sevdana kapılsın kansın bu gönül...
Nedir gönlümüzde gurbet sancısı
Bu vatanda bizler sürgün gibiyiz.
Sahibi biz idik, laftı gayrisi
Koşmadan tükenmiş, yorgun gibiyiz.
Osman’ın Orhan’a sözleri neydi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!