nasıl kıskanıyorum bilsen;
başını koyduğun yastığı,
üstüne örttüğün yorganı,
saçındaki tokayı...
vücudunu saran elbiseyi,
sabahları seni ilk gören aynanı,
"nasılsın" dedi,
"mutluyum" dedim...
hayallerimden
umutluydum oysa...
o bunu bilmiyordu!
ne bahar gördük, ne de yaz,
yoktuk sanki Levh-i Mahfuz'da...
talan gördük hep talan,
yalandı her yanımız...
kudurmuş bir silah gibi,
kaç kez doldu boşaldı yüreğimiz...
ne çok şey var söyleyemediğim...
sürekli aklımda sıraladığım,
delice kendime tekrarladığım.
ama nedense her defasında,
varınca yanına;
nefesim kesiliyor, ben kesiliyorum.
ne demek
bir yok'u sevmek?
her an
olmaza düş kurmak...
o senden habersizken,
sen; seni biliyormuş gibi,
Nedir bu halim,
yüzümdeki
sürekli tebessüm,
yürekteki çarpıntım,
ellerimi titreten
yanındaki heyecanım.
ne güzel de vurulmuş gönlüm
uzanmış saçlarının kokusuna
avuçlarına düşmüş dudaklarım
dökülür gözyaşlarım seherlerde
ağıtlarla sularım kurak tenini
aşık olurum zemheri gecelerde
"ne iş olsa yaparım"
tadındadır aşklarım...
biraz ondan, biraz bundan,
gündelik sevdalara giderim...
her şeyim eksiktir benim,
senden armağan yarım sevmelerim.
ne kadar zaman geçti
saymadık hiç,
herkes işine gücüne gitti...
duruyor mu hayat 'biz' değilken,
ayrı şehrin sabahlarına uyanırken?
kim neyden vazgeçti,
neleri sevmedim ki senin yerine, toprağı
sevdim, taşı bile.
saçaklardan akan çamurlu suları, çeri çöpü,
kendimi bile sevdim,
seni tutup saramayan kızdığım kendimi, sırf
seni sevdiği, düşündüğü için sevdim...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!