nereden bileceksin,
içindeki ilk sürgünün,
kapındaki son sürgün olduğunu...
açsan kalbini alsan içeri başka,
mühürleyip yüreğini kovsan bambaşka.
sokak aşığınım senin,
ne söz anlatabilir,
ne de göz; sevgiliye hasreti...
söndüremezsin içindeki yangınları,
o deli duyguları...
bazen gönül ister,
dil söylemez,
ne umutlar tükeniyor,
çırpınan o aşktan yaralı göğüslerde...
ne avuçlar kayıp gidiyor avuçlardan,
o soysuz ayrılıklarda...
gözler kurtuluyor gözlerden,
ne vardı böyle,
apar topar gidecek...
ne kadar öksüz
ve ne kadar yetim...
neye yarar ki;
sensiz böyle bu şehir.
ne yazlar geçti ne kışlar,
ne baharlarda inatla doğdum.
sonra öldüm sonbaharlarda,
ömür geçti ömür sevdiğim.
içimde umut hiç eksilmedi,
hayal ederek geçti zaman...
neydi vakti, iklimi neydi?
kimdi giden, kalan kim...
insan olmaların bedeli;
delilik mi yoksa
yaşamak mı bilgelik?
kaç bin kez doğurdun güneşi,
neyi büyüttük ki
sevgi yerine içimizde?
öfkeyi mi nefreti mi,
o kahrolası neyi...
neyi seversen sev,
kimde kalırsa kalsın yüreğin,
gidince olmuyor, olmuyor işte...
bir koca boşluk oluyor içinde,
yeri dolmuyor.
böyle kaç boşluk daha sığar bir insana,
ne zaman
bir ben görsem gözlerinde;
kader
bir ölüm gibi yapışıyor ellerime...
ne zaman
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!