2. Bölüm:
Ve en çok sevdiğim yaşamdan döküntüler ile hümanist adındaki bahçemizi üç bölüme ayırtıyordum… Hayvanlar... Bitkiler... İnsanlar... Adını vererek:
Ben, insanlar bölümünü sevmezdim. Orada hep çekemezlik, hep kavga, hep haksızlıklar, hep yalanlar, hep bencilikler saklıydı. Ve, dedim dediler… Ve hep korkular…
11. 11. 2011
Sevgili Yaratıcım ve Sevgili Baş Meleklerim Ve Meleklerim
Yaşam penceremden uçurduğum “özgürlük güvercinleri” gagalarında “ Haberci Mektubu” nu o mavi derinliklere uçururken, “ yaşam amaçlarınızı hatırlayın” mesajını kanat çırpınışları ile hatırlatıyorlar…. “ Tekamül Sürecinin Başlangıcıdır” der gibiler.
Kesin kararlı olursan,
Endişelerini azaltırsın.
Nezâketini çoğaltırsan,
Dayanışma içinde olursun
İlgilenir destek verirsen,
Nefretin azalır, sevgin çoğalır
Huzur Adam Ve Kelebek Çocuk
Huzur Adam- Yine aynı yaşamaya devam ederdim. Çünkü bir günde kendini değiştirmek riyakârlık olur.
Kelebek Çocuk - Olmaz. Çünkü yarına çıkacağın belli değil. Öyleyse, bir günde olsa değişikliği yaşa
Huzur Adam - Öncelikle kendimi değiştirmeye başlardım. Bu yavaş, yavaş çevreme yansırdı.
Kelebek Çocuk - Geliş, değiş, dönüş, fark et. Önce çevrene değil. Kendine yansıt.
Gümüş Adam Ve Kelebek Çocuk
Gümüş Adam - Mutluluğun birinci kuralı para
Kelebek Çocuk - Paranın kuralı kendini tanı.
Gümüş Adam - Başkaları için yaşamak değil
Kelebek Çocuk - Kendin için yaşa
Sabah uyandığında merhaba demelisin Ancak sergilersin umudu komşun. Lütfedersen bir kahve fincan Ilık rüzgarlar savurur her an Kabul görürsün o zaman
Mavi kelebek ay dedeyi sol, ay dedenin gönül kalbini de sağ kanadına yerleştirdikten sonra, mutluluk ormanında özgür ve bağımsız karakteri ile uçmaya başladığında, ormanın o esrarlı ve gizemli renginden yararlanmak için, kanadını fırça gibi kullanıyordu. Tabiatın renklerinden yararlanıyordu. Denizin ve gökyüzünün o sonsuzluğu ruhsal yöntemler belirlemesi ve anlaşılması için olaylar yaşamalıydı. Algı yeteneklerinin farkına varmalıydı. Kendisini sorgulamayı bırakmalıydı.
Bir gün ormanda “değişim mola kapısı” yazan yönü gösteren ok işaretini görünce:
- “işte mutluluğu bulacağım bir kapı” diye düşündü.
Ayrı dünyaların birleştiği noktam
Yalnızlıkların ötesinde bir kalp
Nefretim değil nazar ettiğim tek engel…
Aynanın tam ortasındasın sevdiğim.
Sessiz düşünceler sert kayaya vurup geri dönüyordu. Nedenlerini düşünüyordu. Niçinlerini düşünüyordu. Topluluk önünde olumsuz bir cümle, bir kelime duyarsa, ne cevap vereceğini tasarlıyordu. Bir türlü nokta koyamıyordu düşüncelerine…
- “ Kendisine nerede müzik çalışması vereceğini soracağım.”
Diye düşünürken karşısıdaki “engel lekelere” dikkat kesildi. Zihnini meşgul eden soruların cevabını arar gibi…
Meyve veren ağaç taşlanır devam edin.