Ben güçlü ve kararlı bir insanım.
Başardıklarım çok fazla,
Çünkü ben her şeyin en iyisiyim.
Güç ben de artık.Geri adım atamam
Reform yasasını uygula
Geçmişini değiştirme bırak öyle kalsın
Sen hiç güzel gördün mü? ...
İçinde coşkuyu barındıran…
Hayranlık uyandırıp, denge kuran…
Uyumlu ve ölçülü güzel
Gördün mü? ....
Sabah oldu yine...GÜNEŞ’İN ilk pırıltıları DAĞ yamaçlarına vurmaya başladı. yatağından doğruldu. Etrafına bakındı..Kendisine ait bir odası yoktu. Üç kız kardeş bir odayı PAYLAŞIYORDU…. Karşılıklı iki ranza, biri her zaman boştu. MİSAFİR geldiğinde BAYRAM ederdi ranzanın üst katı. Müzik setleri ve çalışma masaları duruyordu.
Her gün olduğu gibi BUGÜN DE her taraf darmadağınıktı. Yatağından inerek mutfak bölümüne geçti. Ve pencerenin önüne gelerek sabahın sessizliğini içine çekti. Annesinin sesi ile bu sessizlik bozulmuştu.
“Kahvaltı hazır.”
Sevgi katalım topluma
Anlayış perdeleri dikelim
Ders almasını bilelim hayattan
Umuda yolculuk başlar o zaman
Yeni bir şey aramaya gerek yok…
Umursamazlık yerine
Yaşamıma damga vuran, topuklu kırmızı pabuçlarım ile çevremi geliştirmek için, kalabalıklar içerisindeki yalnızlığı içerek bindiğim beni bana getir yar tren sorumluluğu ile umut tellerine mandalladım. Mavi kenarı çiçekli aynam ise sağduyu aşılıyordu umut bekleyen çevreme, aileme, mesleğime, kişiliğime…
- Sen küçüksün…Senin konuşma özgürlüğün yok. diyen sesimin sessizliği ile sessiz gençlik kendini ifadeden yoksun ve sorumluluğu arayan kaybedilmiş değerler ile saklıydı… İçindeki sesin korkuları…
….
Her seferinde “UMUT İle SEVGİ” adına yola çıkıyoruz. Çevremize bakarken yeni bir günü, ümitli bir edayla karşılayan neşeli yüzler ile karşılaşıyoruz. Tabiatın canlılara bahşettiği renkler karşısında içimiz “KIPIR KIPIR” oluyor. — Değil mi? ...
Sevgili KOZA Arkadaşım...
Eğer yeniden hayatınızı kuracağınızı bilsem, mutlu olmak için yola çıkmanıza,
Eğer yeniden en çok nereye gidebileceğinizi bilsem, engellerin üzerine gitmenize,
Eğer motive edecek yerlerinizi bilsem, içinizdeki sese dönmenize,
Eğer hayatınıza nereden başlamanız gerektiğini bilsem, beynimizi kemiren, çözümünü bekleyen o kadar sorunlu düşüncelerinize, Dönüşüm yaptırırdım. Biliyorum ki hepimiz geçmişimizde olumsuz çok şeyler yaşadık. Yaşadıklarımızı sizin adınıza ve kendi adıma boş bir çerçeveden çöp kutusuna atıyor ve temizliyorum. Yeniden bu çerçeve içerisinde kendimi ve sizleri geliştiriyor, değiştiriyor ve dönüştürüyorum. Kendime sizin adınıza bir banka hesabı açıp, içine sağduyu tohumlarını yatırıyorum.
Yararlı işler peşinden koş
Asâlet rüzgarlarına savrul…
Ressam gibi resim yap,
Amaçlarını renklendir yeşillen…
Rüyaların olsun her zaman
Letâfet çizgin olan…
Haykırmak suya değen bir noktadır.
Hangi noktadan başlarsan başla...
Hayatına önem ver. Saygı duy.
Denizde kalbine ışıldar mavilik.
Davranışınla sen güzel bir çingenesin.
Ay gibi parlaktı yüzü
Yaşamı mum ışığı
Canı sıkıldığında koşardı coşkuya,
Alırdı espriyi koynuna
İstanbul, 2 Aralık 2007
Ben Koza!
Bir ağacın yapraklarının üzerinde duruyorum. Yaprak yiyorum. Karnım aç değil. Amacım içimdeki
*** KELEBEK ÇOCUĞU” özgürleştirip, gülümsetip, farkında lığa vardırmak. KELEBEK DOKUNUŞU ile zincirlenmiş kapıları anahtarla açıp. İçimde sakladığım KOZA duygu ve düşüncelerimi, aydınlanmış ifadesiyle yüreğimden çıkarıp, yüzüme aksettirmek istiyorum. Kabuğumu, KIRINCAYA… Kadar. DEĞİŞİM… DÖNÜŞÜM… GELİŞİM… molaları ile BENİ BANA GETİR YAR TREN yolculuğumda farkında lığa varıyorum. AY’A, YILDIZ’A, GÜNEŞ’E yöneliyorum. Bütün dünyanın kanadı oluyorum.
,Ben Kelebek Çocuk! ...
Meyve veren ağaç taşlanır devam edin.