Yazmaya doyum olmaz, amma,
Akmakta her kula nasip olmaz.
Akalım nasibimizce,
Akacak olan dur dinlemez.
Susmuyorum,
Sözlerimi dinlendiriyorum ,bakışlarımı astığım
Gök mavisinde, fesleğen yeşilinde...
Söz'lerin de, bilekleri yorulur,
Dizlerinin dermanı kalmaz bazen.
Sana varayım,
Senle olayım,
Senle dolayım,
Sen olayım...
Yangından kurtarılacak bir şey kalmamıştı.
Kurtaramamıştık.
Şimdi ne olacak sorusunun bir öncesin de .
Öylece yananların dumanına bakıyorduk .
Yada sadece ben bakıyordum.
Bir yanım yangınların alevlerinden daha çok
Mahsunum bu sabah,
Gözlerim çiğ düşmüş gül yaprağı gibi.
Böyle olunca,
Çocukken adımı sorduklarında ,
Annem dünya
Biz dünya malıydık
Babam dünyayı kendine hizmetkar gören yüce efendi.
Dünyaya da , malına da hiç itibarı etmedi.
Lakin dünyanın ona hizmetini severdi.
Eleştirmiyorsa, taktir etmiş demekti.
O kadar tanımıyorduk ki
Baba tarafından sevilmeyi
Adını duymuştuk bu sevginin
Siyah beyaz televizyon da
Küçük ev dizisinin babasında da görmüştük
O nedenle de çokça istiyorduk
Sahibini kandıran bana lezzet sunan,
Sarkan dal helaldir öğretisiyle,
Yesem de arada ikramlarından,
Haram mı , helal mı bilemediğim,
Doyana dek içime sine sine yiyemediğim,
En Çok Sükutta Sevmeyi Sevdim****
Ben seni her türlü sevdim.
Öptüm, koktum ,dokundum ,sevdim
Kulağımda sesinle sevdim.
Her şey aynıydı,
Rengi dışında.
Ağaçlar, kuşlar, insanlar...
Lakin her şey siyah beyaz,
Aldığı tesirlerle solmuş gitmişler.
Hudutları var, lakin içi boş, renksiz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!